|
Merhaba Meslektaşım,
Mahkemenin gereksinimin samimi olduğuna kanaat getireceğini düşünüyorum.
Aşağıda yer verdiğim Yargıtay kararı umarım işinize yarar.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2014/13898 E. , 2015/379 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2014
NUMARASI : 2013/609-2014/610
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar,
davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Dava, konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar
verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin malik ve kiralayanı bulunduğu taşınmazın 22/09/2012 tarihli
ve bir yıllık kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, davalının kiracı olduğu taşınmaza halen kirada oturan
müvekkilinin oğlu Y.. Ö..'ın ihtiyacı olduğunu belirterek konut ihtiyacı nedeniyle davalının kira
sözleşmesinin feshine, kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap
dilekçesinde; davacının ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmadığını, dava konusu taşınmaz dışında bir
çok taşınmazı bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının oğlu Y.. Ö..'ın
eşine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu sitede içinde kiracısı bulunan bir adet konut niteliğinde
taşınmazı olduğu, davacının oğlu Y.. Ö..'ın eşi ile birlikte oturmak için ihtiyaç duyduğu evin öncelikle eşinin
maliki olduğu konut olması gerektiğini, ihtiyaç sahibinin eşinin, maliki olduğu taşınmazın tahliyesini talep
edebilecek durumdayken davacının, oğlunun ihtiyacı için tahliye talep etmesinin gerçek ve samimi
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu
olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi
henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul
edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında
da devam etmesi gerekir.
Taraflar arasında 22/09/2012 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık
bulunmamaktadır. TBK, kiraya verene kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği
bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı için tahliye isteme hakkı tanımış olup davacı, oğlu
Y.. Ö..'ın konut ihtiyacı nedeniyle dava açmıştır. DAVACININ VE İHTİYAÇLININ EŞİNİN, KİRADA BULUNAN, KONUT NİTELİĞİNDE TAŞINMAZLARI BULUNMASI DAVA KONUSU TAŞINMAZIN TAHLİYESİNİN İSTENİLMESİNE ENGEL DEĞİLDİR. Davacı
tanıkları da davacının oğlunun kirada oturduğunu, davacının diğer taşınmazlarında da kiracıların bulunduğu
beyan etmişlerdir. Bu durumda davacının oğlu Y.. Ö..'ın konut ihtiyacının gerçek, zorunlu ve samimi
olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece tahliye isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe
ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı
Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün
BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.01.2015 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|