Dün, 07:43
|
#2
|
|
Dava açıilmadan önce " mirasın reddi davası açılacağından" söz edilerek küçüğe kayyım tayini sağlanarak mirasçı ve kayyımdan alınacak vekaletnemelerle dava açılabilir.
İkinci imkan olarak ,davacıdan "kendi adına asaleten ve küçüğe velayeten" vekaletname alınıp , vekil tarafından her ikisi adına mirasın reddi davası açılabilir.Dava dilekçesinde küçüğe kayyım atanması için yetki ve süre verilmesi istenir.
Kaldı ki, doğrudan davacı mirasçı adına asaleten ve küçük adına velayeten dava açılsa dahi ; kayyım tayini sağlanması işlemi yargılama sırasında hakim tarafından resen yaptırılır.
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ,16.09.2019 T. 2016/11744 E. 2019/5236 K.
Davacı ..., miras bırakanları ...’ın 05.04.2015 tarihinde vefat ettiğini, kendi adına asaleten, kızı ... adına velayeten mirası reddettiklerinin tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, süresinde yapılmayan talebin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... kendi adına asaleten, velayeti altında bulunan ...’a velayeten mirasın reddini istemekle, kendisi ile ... arasında menfaat çatışması oluşmuştur. Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince ... için bir kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
|