Mesajı Okuyun
Old 28-05-2025, 03:28   #5
fthcetin

 
Varsayılan

1. Hukuk Dairesi 2014/7448 E. , 2015/7592 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2011/403-2013/559
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel
mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre
içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi in raporu okundu,
açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece; imar uygulaması sonucu taraflar adına paylı olarak tescil edilen 6 numaralı
parseldeki imardan önce mevcut bulunan yapıların elatmanın önlenmesi isteğine konu
edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli taşınmazın 01.04.2009 tarihinde imar
uygulaması sonucu 6 parsel numarasıyla davacılar ve davalı M.. D.. adına paylı mülkiyet
üzerine tescil edildiği, davalı paydaşın, davalı ... A.Ş. ile 07.09.2010 tarihinde 7 yıllık kira
sözleşmesi yaptığı, bu sözleşme uyarınca .. A.Ş.’nin 6 parsele baz istasyonu kurduğu, yine
davalı paydaşın, imardan önce .. A.Ş ile 05.10.2007 tarihinde kira sözleşmesi akdettiği ve
bu sözleşmeye dayanılarak baz istasyonu kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 691. maddesi ile 06.05.1955 tarihli, 12/18 sayılı
İçtihadı Birleştirme Kararında düzenlendiği üzere paylı mülkiyete konu taşınmazlarda, pay
ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılan kira sözleşmelerinin geçerli olmayacağı
tartışmasızdır.
Davalıların, taşınmazın imar öncesindeki maliki ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğu
yolundaki savunmaya mahkemece değer verilmiştir.
Savunmanın içeriği de dikkate alındığında, davalıların imar öncesi malikle aralarında
bulunduğunu söyledikleri kira ilişkisinden kaynaklanan kişisel hakkın, kamusal tasarruf
niteliğindeki imar uygulamasıyla birlikte oluşan yeni mülkiyet durumuna göre sona erdiği
kabul edilmelidir. Diğer bir anlatımla, imar işlemi taşınmazda yeni bir mülkiyet durumu
oluştururken önceki mülkiyet hakkıyla birlikte diğer hakları da sona erdirmiştir.
Hal böyle olunca, kayda üstünlük tanınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken olayda
uygulama yeri olmayan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi hükmü dikkate alınarak
sonuca gidilmesi isabetli değildir.
Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan
nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un
428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,
25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar veril