26-05-2025, 12:42
|
#5
|
|
Güzel bir konuymuş. Emsal karar bilmiyorum ancak kararın kesinleştiğini varsayarak kanaatim şöyle:
1- Maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası doğrudan boşanma nedeni ile ilgili. Yani bu eklere ilişkin karar verirken, boşanmaya neden olan olaylara göre hüküm kurmak gerekli. Davalı bu ekleri talep etmediğini belirttiğine göre artık dayanabileceği bir neden de kalmamış. Bunu davadan feragat olarak düşünmek mümkün değil ama bu boşanma nedenin tazminat ya da nafakaya dayanak olmadığını kabul etmiş sayılmalı.
Karar kesinleştiği için yeni bir boşanma davası da açamaz. Dolayısıyla farklı bir boşanma nedeni ileri sürüp, bu yeni nedene dayalı olarak tazminat ve nafaka da talep edemez.
2- Ortada bir ziynet alacağı davası olmadığı için, feragat edilmiş bir dava yok. Boşanmaya dair hükümde ziynet alacağına ilişkin bir madde de olmamalı. Zira dava yok. Dolayısıyla ziynet alacağına ilişkin dava açılması mümkün gözüküyor.
Anlaşmalı boşanma olsaydı hükümde ziynet alacağı talebi olmadığı yazılırdı ama çekişmelide yazılamaz. Açılacak davada derdestlik söz konusu olmaz.
|