Mesajı Okuyun
Old 14-05-2025, 13:19   #2
gbahsi

 
Varsayılan

1. Evet meslektaşım bir aylık sürenin sonu itibariyle işveren tarafından iş akdi feshedilmiş sayılır. İşçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti yani feshe bağlı alacakları sanki o tarihte iş akdi feshedilmişcesine hesaplanır. Açılacak alacak davasında mahkeme davalı şirkete halihazırda işçi ile aynı kıdemde ve aynı görevi yapan emsal işçinin maaş bordrolarının gönderilmesini talep ediyor ve bu ücrete göre hesaplama yapılıyor.

İşe başlatmama tazminatına ve boşta geçen süre ücretine ilişkin icra takibi de açabilirsiniz ancak naçizane zaten biraz karışık bir yargılama süreci olduğundan tek bir alacak davası açmak daha faydalı olabilir.

Zamanaşımından yana bir problem yok ise kısmi dava açabilirsiniz. İşveren açıkça işçiyi işe başlatmamışsa, ihtara cevap vermemişse işe iade davasında belirtilen tutarları tam belirterek diğer alacakları kısmi de açabilirsiniz. Tam miktardan açmanız karşı vekalet ücreti yönünden riskli olabilir, bu sebeple işverenin açıkça işçiyi işe başlatmamış olması hususu önemli.

2. Bizim açmış olduğumuz eş zamanlı işe iade davalarının kesinleşmesi neticesinde işverene başvurduk, işveren maktu içeriklerle işçileri işe davet etti. Müvekkiller işe başlamak istemediler, biz ihtarnamelerde açıkça yapılacak işin niteliği, maaş vs belirtilmediğinden işveren samimi değil dedik. Davalardan biri kabul edildi, diğerlerinde işçi samimi değil denildi. Dosyalar henüz istinaf aşamasında. Dolayısıyla evet işçinin samimi olması, hatta işe yanında bir tanıkla gidip başlamak istediğini iletmesi, işe başlatılmayacağının söylenilmesi durumunda yazılı bir tutanak tutulması vs. elde edilebilecek her türlü delil faydalı olacaktır. İşçi işe başlayıp sonra başka bir nedenle iş akdini pekala feshedebilir ancak haklı nedenlerin var olup olmayacağı hususu her zaman risklidir.

Yukarıda da belirttiğim üzere Yargıtay kararlarında işverenin işe davetinde samimi olması gerektiği belirtilmekte. Aşağıda örnek Yargıtay kararı paylaşıyorum:

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/31511, Karar No: 2013/18700 sayılı kararında: ''Dosya içeriğine göre iş sözleşmesi davalının alt işveren olarak üstlendiği, asıl-alt işverenlik ilişkisinin sonlandırılması sebebiyle feshedilen davacı tarafından davalıyla birlikte asıl işveren karşı açılan işe iade davasında, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmenin sona erdiği kabul edilmekle birlikte davacının davalı alt işverenin başka işyerlerinde değerlendirilebileceği, son çare olması ilkesi uyarınca feshin geçerli nedene dayanmadığı kabul edilmiştir. İşe iade kararı kesinleşen davacı işe başlatılmak üzere davalı işverene başvurmuştur. Davalı işveren, asıl-alt işveren ilişkisi sona erdiği ve davacının daha önceki işine başlatılması olanağı olmadığı halde, işe davet ihtarında kendi adresini belirtmeden ve asıl işvereni de davet eden işveren olarak belirterek, gönderdiği yazıda İşe iade talebinin kabul edildiği, tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde işe başlaması gerektiği, işe başlaması halinde kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının boşta geçen süre ücretinden mahsup edilerek tahsil edileceği ihtarında bulunmuştur. Görüldüğü gibi işe iade talebi kabul edilmesine rağmen, davacının nerede hangi işyerinde, hangi işte ve hangi şartlarla işe başlatılacağı açıklanmamıştır. İşe davet ihtarında davalı işveren yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, davacı işçi nerede, hangi işyerinde ve hangi şartlarla işe başlatılacağını bilmediğinden, usulüne uygun yapılmayan davete icabet etmemekte haklıdır. Kaldı ki davacı karşı ihtar ile bu durumu işveren bildirmiştir. Davacının işe başlatılmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağının kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır. ''

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/5801 E. , 2014/16662 K.: '' İşçinin işe başlama yönündeki iradesinin samimi olması gerektiği gibi, işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. Bu nedenle işveren işe davet ederken, işçinin hangi işte nerede ve ne şekilde, hangi şartlarla işe başlatılacağını, işe davet yazısında belirtmesi gerekir. Davette başlatılacak iş, başlatılacak işyeri, iş şartları, hazır olunması gereken tarih verilen süre belirtilmemiş ise davetin ciddi ve samimi olup olmadığı tartışma konusu olacaktır. İşveren öncelikli olarak bu yükümlülüğünü yerine getirmelidir.''

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2013/22-1158 K. 2014/743 : '' Görüldüğü üzere, işverence yapılan feshin geçersizliği ve işe iadenin geçerlilik kazanabilmesi için işçinin yasal süre içinde işe başlatılma isteğiyle işverene başvurması gerekir. Başvuru koşulu yerine geldiği takdirde fesih geçersiz hale gelir. Ancak işçinin işe başlaması için işverenin başvurudan itibaren bir ay içinde onu işe başlatması beklenir. İşveren işçiyi mutlak biçimde işe başlatmak zorunda değildir, kanun işverene seçimlik hak tanıyarak, işçiyi çalıştırma veya maktu bir tazminat ödeyerek sözleşmeyi sona erdirme imkanı tanımaktadır. Belirtilmelidir ki, işçinin işe başlama yönündeki iradesinin samimi olması gerektiği gibi, işverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. Bu nedenle işverenin işe davet ederken, işçinin hangi işte nerede ve ne şekilde, hangi şartlarla işe başlatılacağını, işe davet yazısında belirtmesi gerekir. Davette başlatılacak iş, başlatılacak işyeri, iş şartları, hazır olunması gereken tarih, verilen süre belirtilmemiş ise davetin ciddi ve samimi olup olmadığı tartışma konusu olacaktır.''


Ayrıca işe iade davası sonrasında alacak davası açmadan önce yeni bir arabuluculuk başvurusu yapmanız gerektiğini hatırlatmış olayım.