Mesajı Okuyun
Old Bugün, 10:34   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
müvekkil okuma yazması zayıf birazda zihinsel olarak algılaması zayıf birisi iş yerinde 5 yıllık çalışması var işveren tarafından iş sözleşmesi sona erdiriliyor ve ihtiyari arabuluculuk tutanağı imzalanıyor müvekkil sözleşmeye parmak basıyor tanık olan kişi iş yerinin muhasebecisi 5 yıllık çalışmada ödenen tazminat 15 bin tl arada baya bir fark var gerçek hakkından bu durumda arabuluculuk tutanağının iptalini mi talep etmemiz gerekiyor yoksa bu tutanakla iş mahkemesinde dava açıp hem tazminat isteminde hemde tutanağın iptali isteminde mi bulunmalıyız?
Sayın avrkarahan;

1-)Doktrinde kabul gören bir görüşe göre; anlaşma belgesi iptal edilmeksizin anlaşmaya varılan konulara dair (somut durumda 15.000,00 TL.) dava açılamayacağından, dava açıp önce anlaşma tutanağının iptalini, iptalin ardında da anlaşmaya varılan tutarı talep edebilirsiniz. Arabuluculuk son tutanağı iptal edildiğinden, yeniden arabuluculuk başvurusunda bulunabilir ve anlaşma sağlanamazsa, anlaşmaya varılan tutarın düşülmesinin ardından işçinin hak ettiği tutarı ayrı dava yoluyla talep edebilirsiniz.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen 14.03.2023 tarihli bir kararda aşırı yararlanmanın bulunmasının tespiti üzerine arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline hükmetmiştir. İlgili karara göre, “…Ayrıca; tarafların yapmış oldukları sözleşmede, borçlandıkları edim ve karşı edim arasında açık bir oransızlık bulunabilir. Gerçekten taraflardan birinin borçlandığı edim, diğerinin ediminden açık bir şekilde fazla veya az olabilir. Ancak, edimler arasında mevcut olan her açık oransızlık aşırı yararlanmayı meydana getirmez. Zira sözleşme hukukunda geçerli olan irade özerkliği ve sözleşme özgürlüğü ilkeleri gereğince taraflar sözleşmenin şartlarını, dolayısıyla edim ve karşı edim arasındaki denge ve oranı diledikleri gibi kararlaştırabilirler. Kanun bu konuda edimler arasında bulunması gereken denge ve oran hususunda objektif bir ölçü koymuş değildir. Yalnız, taraflardan biri karşı tarafın içinde bulunduğu zayıf durumdan yararlanarak onu sömürmek isteyebilir. İşte aşırı yararlanmadan bahsedebilmek için edim ve karşı edim arasındaki açık oransızlık, taraflardan birinin diğerinin içinde bulunduğu zayıf durumdan yararlanmak suretiyle gerçekleştirilmelidir. Somut olayda taraflar arasında düzenlenen arabuluculuk tutanağındaki edimler arasında aşırı nispetsizlik hali bulunmakla arabuluculuk tutanağının 6098 Sayılı Yasa’nın 28. Maddesi hükümleri gereği gabin nedeniyle de iptali gerekmiştir…”

İlgili kararda, edimler arasında sadece oransızlık bulunmasının aşırı yararlanmayı oluşturmayacağı, aşırı yararlanmadan söz edilebilmesi için açık oransızlığın taraflardan birinin, diğerinin zayıf durumundan yararlanması gerektiği değerlendirilmiş ve aşırı yararlanmaya ilişkin koşulların varlığı durumunda arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıktan ilham alarak örnek vermek gerekirse; bir işçi alması gereken alacağı bilmesine rağmen bir hastalığın acil tedavi masrafı için paraya ihtiyaç duyduğundan 200.000 TL. yerine 15.000 TL. tutarı kabul ederse ve işveren de işçinin durumundan haberdarsa, aşırı yararlanma sebebiyle iptal hükümlerine gidilmesi olasıdır.

Ayrıca işverenin bir başka çalışanı olan muhasebecinin, okuma yazması olmayan ve gabine uğratılması kolay yapıda bir çalışanı manipüle etmesi mümkün olduğundan yahut objektif olması kendisinden beklenemeyeceğinden tanıklığına itibar edilemeyeceği, bu açıdan da arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyebilirim.

2-)İptale ilişkin izlenebilecek diğer yol olarak; 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu, arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin bir düzenleme içermediğine göre, 6102 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre tek taraflı fesih mekanizması da işletilebilir diye düşünüyorum.

Saygılarımla...