"Tahliye anlaşması" ile "tahliye taahhüdü" hukuken birbirinden ayrı prosedürlerdir. 1 aylık süre tahliye taahhüdü için BK 352'den kaynaklanan ve sadece taahhüt için geçerli bir süredir, "tahliye anlaşması" BK 352 kapsamında olmadığından onun için bir süre sınırlaması yoktur.
Ancak bu iki mekanizma arasındaki farkı çoğunlukla ne taraflar, ne de arabulucular pek bilmediğinden tahliyeye ilişkin arabuluculuk anlaşmaları aynen sizin örneğinizde olduğu gibi "anlaşma" mı "taahhüt" mü netleştirilmeden yapılıyor ve ortaya bu kaos çıkıyor.
Sizin arabuluculuk anlaşmanızdaki cümlenizi nereye çekeriz bilemedim

Tek taraflı bir hukuki taahhüttür derseniz, 352'nin getirdiği sınırlama ile 1 aylık süre vardır, sonrasında geçerliliğini yitirir diye kabul etmek durumundayız. İki taraflı bir anlaşmadır derseniz süreye tabi olmayacaktır.
Ancak bu teorik tartışma bir yana kiralayan avukatı olarak sizin bu "taahhüt değil, anlaşmadır, 352 kapsamında değildir, dolayısıyla da süre sınırlaması yoktur" iddiasıyla şerh başvurusu yapmak dışında bence bir seçeneğiniz zaten yok
