|
|
|
|
Öncelikle banka dekontları kira ödemesini doğru şekilde gösteriyorlarsa, 269/c kapsamında belgelerdir. Doğru şekildeden kastım ödemeyi yapanın kiracı olması, sözleşmede belirtilen hesap numarasına yatırılmış olması, dekontta kira ödemesi olduğuna dair açıklama olmasıdır. Bu unsurlar mevcutsa dekont 269/c anlamında kira ödemenizi ispat eder.
Ancak burada asıl dikkat etmeniz gereken şey bence şu: Siz son kira miktarına TÜFE uygulayarak doğru kira yatırdığınızı zannediyor olabilirsiniz, ama kira halen eksik olabilir. Zira örneğin önceki yıllarda yasal oranların altında kira artışları yaptıysanız, şu anda son kira üzerine TÜFE uygulamanız sizi temerrütten kurtarmaz. İcra Mahkemesi dosyayı bilirkişiye verdiğinde bilirkişi ilk kira sözleşmenizdeki (veya varsa kira tespit davasında belirlenen kira) rakamdan hareket ederek geçen her yıl için yasal artışları uygulayacak ve bu şekilde bu senenin doğru kirasını bulacaktır. Sadece son seneye bakmanız bu anlamda hata yapmanıza sebep olabilir.
Eğer geçmiş yıllarıda kapsayacak şekilde kiranız yasal artışa göre ödendiyse, o zaman itiraz edebilirsiniz. Ancak burada lütfen 1 kuruş dahi eksikliğin temerrüt nedeniyle tahliyeye sebep olacağını unutmayın! O yüzden bir strateji de, borcunuz OLMASA BİLE, ihtirazi kayıtla icraya parayı yatırıp, sonra menfi tespit davası açmaktır. Böylece tahliye riski sıfır olur ve sonrasında menfi tespitle siz karşı taraftan karşı vekalet ücreti vs. alırsınız.
Eğer kiralar HER YIL için belirttiğim şekilde doğru hesaplanarak ödenmediyse, zaten o zaman geçmiş kalmış da olabilirsiniz, çünkü bunu farkedip icraya talep edilen rakamı yatırsanız dahi, bir önceki ayın ihtarından kaynaklı olarak kiralayan tahliye hakkını elde etmiş olabilir.
|
|
 |
|
 |
|
Admin bey konudan bağımsız olarak, biz de benzer durumda örnek 13 icra takibine ihtirazi kayıtlı ödedik tahliyeyi engellemek için. Ancak sonra menfi tespit değil istirdat davası açtık. Açtığımız dava, istirdat değil menfi tespit mi olmalıydı?