|
8. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2017/4723
Karar : 2018/2895
Karar Tarihi :28.02.2018
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalılardan ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı alacaklı 07.01.2016 tarihinde davalılar hakkında haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 1.000,00 TL’den 2015 yılı Temmuz ayından Aralık ayına kadarki 6 aylık kira alacağı 6.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlulara 11.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlular ayrı ayrı verdikleri 13.01.2016 tarihli itiraz dilekçelerinde, alacaklıya herhangi bir borçları bulunmadığını bildirerek borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, her iki borçlunun takibe itiraz etmesine rağmen, alacaklı vekilinin açtığı dava ile davalı borçlu ...'in takibe itiraz etmediği ve hakkındaki takibin kesinleştiği belirterek sadece temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istediği, tahliyesini talep etme şartlarının oluşmadığı, bu durumda davalı ... yönünden açılan davanın usul yönünden reddine, davalılardan ...'in kiracılık sıfatı bulunmadığı yönünde itiraz ederek hakkındaki davanın reddini istediği, ancak takip dosyasında düzenlenen ödeme emrinin davalı ...'e tebliğ üzerine adı geçen davalının itiraz dilekçesinde sadece borca ve ferilerine itiraz ettiği, kira sözleşmesine ve istenen kira bedeline itiraz etmemesi nedeniyle itiraz sebepleriyle bağlı olduğu, bu nedenle takip dosyası bakımından kiracılık sıfatının ve istenen kira bedelinin kesinleşmiş olduğu, dolayısıyla davalı ... yönünden açılan davanın ise İİK.nun 269 ve devamı maddeleri gereği kabulü ile itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Kira sözleşmesinde birden fazla kiracı olması halinde tahliye istemi bölünemeyeceğinden ve kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan tahliyeye yönelik takibin ve takip neticesinde tahliye isteminin her iki kiracıya birlikte yöneltilmesi gerekir. İcra takibinde düzenlenen 13 örnek no’lu ödeme emri her iki davalı borçluya da 11.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. İ.İ.K’nun 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının, merciinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Davacı alacaklı her iki davalının kiracılığını kabul edip, her ikisi hakkında takip başlatmıştır. Davalı borçlu ... itiraz dilekçesinde, dosya alacaklısına borcu bulunmadığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmamış, alacaklı görünen şahsa herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira ilişkisine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK.nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Ancak davacı tarafça diğer davalı borçlu ...’in takibe itiraz etmediği ve borcu da ödemediği bildirilerek yalnızca kiralanandan tahliyesi istenilmiş, mahkemece, her iki borçlunun takibe itiraz etmesine rağmen, alacaklı vekilinin açtığı dava ile davalı borçlu ...'in sadece temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istediği, tahliye talep etme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir. Tahliye istemi bölünemeyeceğinden davalı ... yönünden de tahliye isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davalı vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366. maddesi uyarınca kararın tahliyeye hasren BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
|