Merhabalar, trafik kazasına dayalı manevi tazminat talebine ilişkin bir davada mahkeme davacı tarafa asilin hastaneye sevk edilmesi yönünde 2 haftalık bir kesin süre veriyor. Bu kesin süre içerisinde asilin hastaneye sevki sağlanmıyor ve yerel mahkeme kesin süre içerisinde ara kararın gereği yerine getirilmediğinden, uyuşmazlık konusu maluliyet oranı tespit edilemediğinden ve dolayısıyla davacı davasını somutlaştırmadığından davanın reddine karar veriyor, sonrasına istinaf mahkemesinde karar bozuluyor ve gerekçesi ise asilin yargılama esnasında reşit olması, reşit olduğundan kendisine vekil tayini veya bizzat duruşmalara katılması konusunda ihtaratın yapılması gerektiği oluyor. Mahkemelerde verilen ve tarafa bir işlemi gerçekleştirme yükümlülüğü getiren ara kararların vekil ile takip edilen dosyalarda ayrıca asile de tebliğ edilmesi sizce gerekli midir? Buna dayanak oluşturacak yüksek mahkeme kararı paylaşabilecek meslektaşım var mıdır?

(Davayı küçüğe velayeten veliler açıyor, karara çıkmadan önce asil reşit oluyor, aynı vekil davayı takip etmeye devam ediyor )