26-02-2025, 19:00
|
#2
|
|
Ecrimisil hakkı mülkiyetin aynına sıkı sıkıya bağlı bir hak değildir. Alıci ile satıcı arasında ayrıca ecrimisil hakkının devrine dair bir sözleşme yapılmamış ise, eski malikin satış tarihinden önceki dönem için ecrimisil davası açma hakkı bulunmaktadır.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2012/20281
Karar Numarası: 2012/25907
Karar Tarihi: 17.12.2012
Dava dilekçesinde 7.250 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili, müvekkillerinin kayden maliki bulunduğu taşınmaza, komşu taşınmazın maliki olan davalıların taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiklerini, bu nedenle davalılar aleyhine ecrimisil davaları açılmasına rağmen işgalin devam ettiğini ileri sürerek; 13.10.2005 – 20.05.2010 tarihleri arasındaki dönem için 7.250 TL ecrimisilin dönemlerine göre işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacıların davadan önce davaya konu taşınmazı 3. kişiye satış suretiyle temlik ettikleri, buna bağlı olarak mülkiyet hakkından doğan tüm hak ve yetkilerinde yeni malike devredildiği, bu sebeple davacıların dava şartlarından olan aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisil, mülkiyetin aynına sıkı sıkıya bağlı bir hak değildir. Mülkiyet hakkı devredildikten sonra da (bu devirden önce) doğmuş bulunan ecrimisil ile ilgili dava açılabilir.
Somut olayda; ecrimisile konu edilen taşınmazda 82/96 payın maliki olan davacılar, bu paylarını 26.05.2010 tarihinde dava dışı kişiye temlik etmiştir. Davaya konu edilen ecrimisil istemi ise; bu tarihten önceki döneme ilişkindir.Şu durumda mahkemece; davacıların, davada davacı olma sıfatlarının eş deyişle aktif husumet ehliyetinin var olduğu gözetilerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|