25-02-2025, 10:56
|
#6
|
|
Meslektaşım bence dediğiniz gibi bir ibare söz konusu ise salt bu husus dahi sözleşmeye aykırı bir devir olduğu için sözleşmenin iptali sağlanabilir diye düşünüyorum. Sözleşmede her ne kadar kullanım dönemleri yazsa da tapuda da bu dönemlerin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Aşağıda benzer bir dosyamızda verilen yerel mahkeme kararını sunuyorum.
'Tüketicilerin devre mülk sözleşmesi yapmalarındaki saik tatil amaçlı konaklama imkanından faydalanmak olduğundan sonradan geçerli hale gelen devre mülk sözleşmesi gereğince tapu devri yapılan ve mesken niteliğinde bulunan bağımsız bölümün sözleşmede belirlenen dönemde tatilini yapabilmesi için tüketicinin kullanımına hazır edilmesi gerekmektedir. Aralarındaki organik bağ nedeniyle sözleşmeden birlikte sorumlu olan davalı şirketler, sözleşmeden kaynaklanan bu edimlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Dosya içinde bulunan tapu kaydına göre dava konusu 424 ada 26 parsel 7/3650 arsa paylı 7 numaralı bağımsız bölümün 486 hissedarı; 424 26 parsel 7/3650 arsa paylı 19 numaralı bağımsız bölümün 508 hissederi bulunmakta olup sözleşmedeki bir haftalık kullanım sürelerine göre söz konusu bağımsız bölümün bir yıl içinde en fazla 52 devre mülk sahibi tarafından kullanılması mümkündür. Davalı aynı devre mülkü bir yılda 52 hafta olmasına ve Yönetim Planının 17. maddesine göre yılda en az 7 gün bakım ve onarım süresi tanınmış olmasına rağmen 486 ve 508 kişiye devretmiştir. Davacı ile tapu devri yapılan en az bir kişi devre mülkü kullanmak istese hangisine öncelik tanınacağı ve satın aldığı tatil hakkının nasıl kullandırılacağı hususunda belirsizlik bulunmaktadır. Davacının bu duruma katlanmasını beklemek hakkaniyete uygun olmadığı gibi davalının da ahde vefa ilkesi gereğince taahhüdünü sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğinin kabul edilmesi hukuka uygun olacaktır. Davalı tapu devrinden sonra davacının isterse tesiste isterse RCİ sistemine dahil otellerde bu hakkını kullanabileceğini ileri sürmüş ise de, bu savunmaya ve davacının belirtilen sistemi fiili olarak kabulüne ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediğinden mevcut duruma göre, dava konusu bağımsız bölümdeki hissedar sayısına göre davacının kendisine pay devri yapılan bağımsız bölümde tatil hakkını kullanması fiilen mümkün olmadığından davalıların tapu devir edimlerini yerine getirmelerine rağmen davacının tatil hakkını kullanmasına ilişkin edimlerini yerine getirmedikleri, sözleşmenin bu haliyle ifasının mümkün olmadığı sabittir. Bu kapsamda sözleşmedeki amacının gerçekleşme imkanının bulunmamasının sözleşmenin feshi için haklı sebep oluşturduğu kabul edilmekle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ''
|