21-02-2025, 13:18
|
#2
|
|
Muhdesatın iddiası ileriye sürüldüğünde,hakim diğer paydaşlara/ortaklara iddiayı kabul edip etmediğini sorar. Tüm paydaşların/ortakların muvafakatini bildirmesi halinde ayrıca tespit davası açılmasına gerek kalmaz.
Tüm paydaşların/ortakların muvafakati sağlanamadığı takdirde ,muvakatini bildirmeyenler hakkında, Asliye Mahkemesinde "muhdesatın aidiyetinin tespiti" davası açılır. Tespit davası ortaklığın giderilmesi davasında bekletici neden yapılır.
Bu yönden, muhdesat iddiasında bulunulduğu yazılı olarak bildirilerek, hakimin dava açılmasına dair kesin süre verilmesine dair ara kararından rücu ederek, öncelikle muhdesat iddiasının kabul edilip edilmediğinin ortaklardan/paydaşlardan soruılmasına karar verilmesi talep edilmeli.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2013/7380
Karar Numarası: 2013/8576
Karar Tarihi: 04.06.2013
"... muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Ancak taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesi gerekir.... o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165/2. maddesi uyarınca uygun süre verilmelidir. Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
|