Mesajı Okuyun
Old 19-02-2025, 14:07   #16
Av. Yaşar Şahin

 
Varsayılan

İİK. 99. Md.; Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu
mal muhafaza altına alınmaz, demektedir. Bu düzenlemenin taşınır malların ne şekilde muhafaza edileceğine ilişkin genel hüküm niteliğinde 88. Maddenin 1 ve 2. fıkraları ile tezatlığı bulunmamakta olup. 99. da ki temel husus sadece malın 3. şahsın elinde olması değil aynı zamanda 3. şahsın bu mal/eşya ile ilgili olarak ayni hak (rehin, irtifak gibi sınırlı ayni haklar da dahil) iddiasında bulunmasıdır. Bu nedenle 3. şahsın ayni bir hakka dayalı olarak elinde tuttuğu bir varlıklara ilişkin olan 99. Madde hükmünün genel hüküm olan 88/2 ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir. Ayrıca Muhafaza kavramı haczin üstünde veya hacizden ayrı bir kavram olmayıp, haczedilen malın İcra Müdürlüğünün hakimiyet ve yetkisi altıda ne şekilde saklanacağını ifade etmektedir. 3. şahsa, adli yeddiemine veya özel yeddiemine yeddiemin sıfatı ile teslim edilmesinin haczin sonuç doğurmasına esasında bir etkisi olmamaktadır. 88/1 de bazı malların icra dairesi tarafından muhafaza edilmesi gerektiğine ilişkin hüküm de istisnai düzenlemedir. “İ.K.K.’nun 99. maddesi gereğince haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden 3. bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o şahıs aleyhine tetkik merciine müracaat için alacaklıya 7 günlük süre tanır. Bu mühlet içinde Mercii Hakimliğine dava açılmazsa, 3. şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır. Somut olayda; Mercii Hakimliğince yukarıda açıklanan koşulların oluştuğu saptanmış, ancak; İ.K.K.’nun 99. maddesi gereğince memurlukça dava açmak üzere alacaklıya süre verilmesi gerektiği yönünde hüküm tesisi yerine, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Ayrıca, anılan madde hükmünün uygulanması halinde, mahcuzlar 3. kişiden alınamayacağı için ve şikayetçiye yed-i emin olarak bırakılması gerektiğinden bu işlemin teminat karşılığında yapılması karar verilmesi de yasaya aykırı görülmüştür” (12. HD.,
24.09.2002, 17165/18276