15-02-2025, 15:47
|
#2
|
|
1.)Yargıtay taşkın yapıda ödenecek bedelin dava tarihindeki gerçek bedel olduğunu benimsemiştir. Gerçek bedel uygun bedel olmalı ve her türlü zararı karşılamalıdır.
"...Üçüncü koşul, yapıyı yapanın ( malzeme sahibinin ), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de, büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde noksanlıklar meydana gelecekse, bunlar taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir." ( Yargıtay 7.HD. 28.05.2024 T. 2023/2519 E. 2024/2977 K.)
2.)Taşkın yapıda ifrazın imar yönünden mümkün olmaması halinde ana kural olarak taşkın yapının yıkılmasına karar verilir.Yargıtay 1.H.Dairesinin eski Bşk.larından Eraslan ÖZKAYA'nın verdiği bilgiye göre (El Atmanın Önlenmesi Yıkım ve Temliken Tescil Davaları,C:2 ,5 Baskı,sh: 842 ve dev.) Bazı istisnai durumlarda yıkım dışında aşağıdaki çözüm yollarını da benimsemiştir.
a.) Küçük bir taşkınlık nedeni ile yıkım sonucu ortaya büyük zararların çıkması durumunda ve yapı sahibinin iyiniyetini gösterir durumlarda yapı sahibi yararına bedeli karşılığı pay verilerek paydaş yapılması imkanı mevcuttur.
b.) Bunun gibi, aynı koşullarda ve özellikle taşkınlığın taşınmazın kullanım şekline etkili olmaması halinde taşkın yapı sahibi lehine irtifak hakkı tesis edilebilir.Yazar bu çözümün , taşkınlığın zeminde olmayıp bakon veya bina çıkıntısı gibi zemin üstünde yahut toprak altında garaj,galeri niteliğinde olması halinde uygulanabileceğini ifade etmektedir.
c.) Taşkın yapı bedelinin tüm arsa bedelinden çok fazla olması ve arsa sahibinin iyiniyetli ve kusursuz olması durumunda tüm taşınmazın bedeli karşılığı yapı sahibine bırakılmasına da hakim karar verebilir.
"... Yukarıda belirtildiği şekilde tüm koşullar gerçekleşip ifraz koşulunun gerçekleşmemesi halinde ise TMK'nın 725. maddesinin “...aynı zamanda durum ve koşullar haklı gösterdiği takdirde, ...yı iyiniyetle yapan kimse uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir...” hükmü de gözetilerek davacını talebi doğrultusunda davacının taşınmazı lehine, davalının taşınmazı aleyhine irtifak hakkı kurulup kurulamayacağı hususu da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir."
" (Yargıtay 14.HD. 04.03.2015 T. 2014/11739 E. 2015/2350 K.)
|