Mesajı Okuyun
Old 29-01-2025, 14:31   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşım;

1- Mehir senedine bağlı alacak davası her ne kadar boşanma davası ile açılabilir olsa da bu davalar boşanma davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilir.

2- 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde her zaman talep edilebilir.

3- Türk hukukunda açısından mehir ile ilgili düzenleme bulunmasa da Yargı kararları ile bir uygulama oturmuştur. senedinin (belgesinin), yazılı olarak düzenlenmiş olması ve senette mehir vermeyi taahhüt eden erkek eşin imzasının bulunması şarttır.Yani yazılı delil gerekir. Tabi söylediğim Türk Hukuk açısından geçerli. Aşağıya örnek bir karar ekliyorum.




Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası ile birlikte evlenirken düzenlenen mehir senedi nedeniyle 101 adet cumhuriyet altınının aynen olmadığı taktirde bedelinin iadesi talep edilmiş, davalı-karşı davacı erkek tarafından evlenirken taraflar arasında mehir senedi düzenlenmediği iddia edilmiş olup, Küçükçekmece 6. aile mahkemesinin 2016/224 esas, 2017/408 karar, 07/06/2017 tarihli kararı ile tanık anlatımlarından bu şekilde bir mehir belgesi düzenlendiği ve 101 altın olarak belirlendiği gerekçesi ile mehiralacağı davasının kabulüne karar verildiği, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye mahkemesi 38. Hukuk Dairesinin 2018/397 esas, 2020/768 karar sayılı ilamı ile " dava konusu mehireşyalarının taraflar arasında senede bağlanmış olduğu öne sürülmesine karşın delil olarak sunulan senet imzalı değildir. Dolayısıyla kadın, erkeğin senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ve senede bağlı bir ziynet eşyası alacağı olduğunu ispatlamak zorundadır. Evlenme sırasında mehir senedi düzenlendiği konusunda kadının soyut tanık beyanlarının hükme esas alınması tek başına iddiayı ispata yeterli görülmemiştir" şeklindeki gerekçe ile mehir alacağı davasının reddine karar verilmiş, bu karar davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. Davacı kadın tarafından dava konusu mehir eşyalarının taraflar arasında senede bağlanmış olduğu öne sürülmesine karşın delil olarak sunulan senet imzalı değildir.
Dolayısıyla kadın, erkeğin senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ve senede bağlı bir ziynet eşyası alacağı olduğunu ispatlamak zorundadır. Davacı kadın mehir senedine dayalı alacak davasını gösterdiği diğer delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacı tarafa, diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 05.11.2020, 2020/4902 E., 2020/5437 K.