Mesajı Okuyun
Old 15-12-2024, 17:59   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

İdari para cezası, idari yaptırım türlerinden birini oluşturur. (5326 s.Kabahatler K.m.16)
6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda, idari para cezasına itiraz veya iptal konusunda görevli mahkemenin hangi mahkeme olacağı gösterilmemiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, görevli mahkemenin tayininde Kabahatler Kanunu hükümlerinin dikkate alınacağı açıklanmıştır.

Böylece;

1.6585 sayılı kanuna göre verilen idari para cezasına karşı açılan davada görevli mahkeme özel kanununda belirtilmediğine göre, davanın görüm ve çözümünde, Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Sulh Ceza Mahkemesi görevli olduğundan, sorulan olayda idari yargıya gidilmesi söz konusu olamaz.

2.Sulh Cezanın kararına karşı soruda değinildiği gibi CMK hükümlerine göre adli yargıda itiraz edilebilir.

3. İdari para cezası yanında ayrıca idari yargının görev alanına giren başkaca idari yaptırım da uygulanmış olsaydı , o takdirde davanın adli yargıda değil, doğrudan 60 günlük süre içinde idari yargıda açılması gerekirdi. (5326 s.Kabahatler K.m.27/8) Bu durumda idari yargı hem idari para cezası ve hem de diğer idari yaptırıma itirazı birlikte incelerdi.

4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin yargı yeri yönünden görevsizlik kararı vermesi durumunda ise Furkan Terzioğlu'nun ifade ettiği gibi İYUK m.9’daki sürelerden yararlanılarak idari yargıya gitme imkanı bulunmakta ise de,olayda görevsizlik kararı değil esastan ret kararı verildiği anlaşılıyor.