|
Soru sahibi İremis'in görüşüne katılıyorum.
HGK’nun içtihatı da, “ecrimisil davası genel hükümler uyarınca genel mahkemede görülmesi gereken bir dava türü olup, KMK.da ecrimisil yönünden herhangi bir düzenleme bulunmadığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesince bakılmasından söz edilemeyeceği “ yönündedir. HGK kararları, soru sahibinin örnek olarak sunduğu kapatılan 18.HD ve 20 HD.sinin yerleşik kararları ile örtüşmektedir.
İddianın esasına göre , ortada KMK’dan kaynaklanan bir çekişme veya komşunun kendi arazisi içerisinde dahi olsa komşu taşınmaza zarar verecek davranışlardan kaçınma yükümlülüğünü (Komşuluk Hukukunu) ihlal edici davranışı söz konusu değildir.Esasen , yöneticinin sorumluluğunun KMK'na göre belirlenmesi davanın esasında KMK'nundan kaynaklandığını göstermemektedir. Davacı bağımsız bölüm maliki olmayıp 3. Kişi durumundadır. Bu yönden de taraflar arasında KMK dan kaynaklanan bir ilişki bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacı parselinin fiilen işgali iddiasına dayalı olan ve genel mahkemede ( Asliye Hukuk’ta) TMK.’ndaki ecrmisile dair genel hükümlere ve 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararındaki gerekçeye göre görülecek davanın, zorunlu arabuluculuğa tabi olmayacağı ortaya çıkmaktadır.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, 20.06.2019T. 2017/1275 E. 2019752 K.
“…Az yukarda belirtildiği üzere haksız işgal tazminatı (ecrimisil) haksız eylem niteliğinde olup genel hükümler uyarınca (TMK. m. 995) genel mahkemelerde görülmesi gereken bir dava türüdür.
Kat Mülkiyeti Kanununda haksız işgal tazminatına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığından uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanacağı dolayısıyla da sulh hukuk mahkemelerince bakılacağından söz etmek mümkün değildir.
Bu durumda, 14.02.2013 tarihinde açılan davada uygulanması gereken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca haksız işgal tazminatı istemine ilişkin davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 08.04.2015 tarih ve 2013/18-1849 E., 2015/1164 K. sayılı kararında da bu tür uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesinin birinci fıkrasında kat maliklerinin bağımsız bölümleri, eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla yükümlü olduklarının düzenlendiği, ikinci fıkrasında da bu kanunda kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümlerin bağımsız bölümlerdeki kiracılara da uygulanacağı ve bu borçları yerine getirmeyenlerin kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olacakları hükmünü içerdiği, böyle olunca kat malikinin kiracısı olan davalının ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uyup uymadığı, diğer maliklerin haklarını ihlal edip etmediğinin bu madde uyarınca değerlendirileceği, yine Kanunun 33. maddesinin birinci fıkrasında kat maliklerinden birinin yahut onun katında kira akdine, oturma hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı surette faydalanan kimsenin, borç ve yükümlerini yerine getirmemesi yüzünden zarar gören kat maliki veya kat maliklerinin, anagayrimenkulün bulunduğu yerin sulh mahkemesine başvurarak hâkimin müdahalesini isteyebileceğinin hüküm altına alındığı, bu maddede müdahalenin istenebileceği konunun el atmanın önlenmesi ile sınırlı tutulmadığı, bu nedenle haksız el atmaya dayalı olarak istenebilen ecrimisilin bu madde kapsamında sulh hukuk mahkemesinden talep edilebileceği gibi davayı açan yöneticinin bu davayı açmasının görevleri arasında olup olmadığı hususunun dahi Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre belirleneceği, sonuçta uyuşmazlığın ağırlıklı olarak Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı, bu durumda görevli mahkemenin de sulh hukuk mahkemesi olduğu belirtilerek direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca Özel Dairenin haksız işgal tazminatına ilişkin davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu yönündeki bozma ilamına mahkemece direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.”
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, 08.04.2015 T. 2013/1849 E. 2015/1164 K.
"...Haksız işgal tazminatı(ecrimisil) haksız eylem niteliğinde olup genel hükümler uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gereken bir dava türüdür. Kat Mülkiyeti Kanunu’nda haksız işgal tazminatına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmadığından uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanacağı dolayısıyla da sulh hukuk mahkemelerince bakılacağından söz etmek mümkün değildir."
|