 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Yücel Kocabaş |
 |
|
|
|
|
|
|
HMK 109/ 3- ‘e göre “ Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.”
Kanundaki bu hükümden, kısmi davada,talep konusunun geri kalan kısmından da açıkça feragat edilmedikçe, kısmi davadaki feragatin , talebin geri kalan kısmına etkili olmayacağı sonucuna varılması mümkündür.
Nitekim, Yargıtay 9.HD.sinin 10.09.2003 T. 2003/13381 E.2003/13849 K.sayılı ilamında bu husus aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
"...Bundan başka kısmi davada verilen feragat sebebiyle red kararı ancak talep edilen miktarlar bakımından kesin hüküm oluşturur. Feragat dilekçesinde de bu hakların tümünden açıkça vazgeçilmemiş ve sadece kısmi davadan feragat edildiği belirtilmiştir. Bu alacakların bakiyesi yönünden sonradan bir dava açılmasına engel bir durum yoktur.
Mahkemece bu nedenle, ilk davaya konu olmayan alacaklar ile kısmi davada talep edilen miktarlar dışındaki istekler bakımından kesin hüküm nedeniyle red kararı verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
|
 |
|
 |
|
3 yıl önce kamulaştırmasız el atma davası açmıştım. Dosyamızın hakimi emekli oldu yerine 1,5 yıl sonra diğer hakim geldi. Bu da süreci çok uzattı. Kamulaştırma bedeli dava tarihindeki taşınmazın değerine göre belirlendiği için gelen bilirkişi raporundaki bedel aşırı düşük. Bu süreçte arsa fiyatları 10 katı arttı malumunuz. Belirlenen kamulaştırma bedeli enflasyon karşısında eridi kısacası. Ben de kısmi olarak açtığım davadan feragat edip yeniden bir dava açmayı düşündüm. Dediğinize göre yanlış bir yol değil düşüncem o zaman?