13-09-2024, 11:27
|
#4
|
|
Muvazaa danışıklı işlem demektir.
Bu danışıklı işlem mirasçılara karşı olabileceği gibi mirasçı olmayan 3. Kişilere karşı da olabilir. Olayınızda mirasçılara karşı değil, 3. Kişi olan devlete karşı yapılmış bir muvazaalı işlem vardır.
Muvazaa iki çeşittir.
Mutlak muvazaa ve nısbi muvazaa.
Mutlak Muvazaa yani 3. Kişilere karşı yapılan muvazaada gerçekte hiç yapılmayacak bir işlemin yapılmış gibi gösterilmesidir. Bir gizli, bir de göstermelik / görünürdeki işlem vardır. Örneğin: Eşlerden birinin babasının maaşını alması için boşanmaları ama aynı evde yaşamaya devam etmeleri veya olayınızda olduğu gibi yeşil kart alabilmek için üzerindeki taşınmazı oğluna devreden kişi, burada 3. Kişi olan devlete karşı muvazzalı davranmış demektir.
Nispi Muvazaa ki muris muvazaası bu tür bir muvazzadır gerçekte yapılacak bir işlem vardır fakat başka bir türde yapılmış gibi gösterilmektedir. Örneğin babanın ölmeden önce evlatlarından birine evi satmış gibi yapması. (Tapu’da satış yapılır ama parayı almamıştır.) Babanın niyeti o evi o evladına vermektir (hukuken bağışlama işlemi ile yapılır) ama diğer mirasılar anlamasın diye satmış gibi gösterilmiştir.
Muris muvazaası adı ile ayrı bir muvazaa türü yoktur. Muris muvazaası nısbi muvazaaya girmektedir.
İster mutlak olsun ister nısbi olsun hakkı çiğnen kimseler muvazaa nedeni ile işlemin iptalini talep edebilirler.
İspat konusunda ise işlemin tarafları için yazılı delil şartı vardır.
İşlemin tarafı olmayan kimseler ise tanık dahil her türlü delil ile iddialalarını ispat edebilirler.
Kısaca yukarıda belirttiğim gibi olayınızda murisinin mal kaçırmak gibi bir iradesinin olmaması olayı muvazaa olmaktan çıkarmaz.
Murisinin mal kaçırmak gibi gerçek bir iradesinin olması halinde olayda nısbi muvazaa olacaktır.
Murisinin mal kaçırmak gibi bir iradesinin olmaması halinde (sadece görünürde bir işlem yapması halinde) ise mutlak muvazaa vardır.
|