12-06-2024, 15:38
|
#2
|
|
Sayın meslektaşım, sorunuzu ikili ayrım yaparak cevaplandırmak isterim.
1-Eğer müteahhit is sahibinin feshini, fesih ister haklı ister haksız olsun kabul etmiş ise taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ortadan kalktığından artık sözleşmenin uyarlanması istemi söz konusu olamaz. Müteahhit eğer zararlarını karşılamak istiyorsa feshin haksız fesih olduğunu ileri sürerek ve ispat ederek ifadaki çıkarı olan olumlu zararını (erken fesih nedeniyle elde ettiği menfaatler, yapmaktan kaçındığı masrafları yapmamaktan elde ettiği menfaatler vb. düşüldükten sonra) iş sahibinden isteyebilir.
İş sahibinin işi sürüncemede bırakması nedeniyle müteahhidin uğradığı zararların bu olumlu zarar kapsamında değerlendirilmesi ve ispat edilmesi gerekir.
2-Eğer müteahhit sözleşme ilişkisini ayakta tutmak istiyorsa iş sahibi tarafından yapılan feshin haksız ve dolayısıyla geçersiz olduğunu ileri sürüp taraflar arasındaki muarazanın önlenmesini isteyebilir. Böyle bir durumda da sözleşme ilişkisi devam edeceğinden iş sahibinin borçlarını ifa da temerrüde düşmesi halinde müteahhit 6098 sayılı BÇK. m.125 gereğince seçimlik haklardan olan aynen ifa ve gecikme tazminatı isteyebilir.Müteahhidin aynen ifa dışında uğramış olduğu zararlar varsa bu zararları gecikme tazminatı içerisinde değerlendirmek ve ispat etmek gerekir. Bu durumda da sözleşme ilişkisi ayakta bulunmasına rağmen müteahhidin yine de sözleşmenin uyarlanmasını isteyemeyeceği kanısındayım. Çünkü sizinde bildiğiniz gibi sözleşmenin uyarlanmasında tarafların herhangi bir kusuru bulunmamalı ,taraflar dışında gelişen ve tarafların egemenlik alanı dışında bulunan olay, olgular (salgın hastalık, ağır ekonomik kriz, savaş, büyük bir bölgeyi etkileyen deprem,sel gibi) sebebiyle edimler arasındaki denge aşırı derece de bozulmalı, özetle sözleşme ilişkisi bir taraf lehine-aleyhine sürdürülemez hale gelmelidir. Oysa sizin olayınız da iş sahibinin kusuru yani temerrüdü söz konusudur.
3-Ayrıca iş sahibinin BÇK. gereğince iş tamamlanmadan önce tam bir tazminat karşılığında veya tazminatı ödemeyi kabul etme karşılığında sözleşmeyi her zaman için tek taraflı olarak fesih edebileceğini de belirtmek isterim.
4-Yine müteahhitlerin büyük çoğunluğunun tacir olması (basiretle hareket etme yükümlülüğü )karşısında uyarlama davalarında istenilen sonuçların elde edilmesinin de son derece zor olduğunu düşünüyorum.
5-Düşüncelerim bu şekilde olup sitede bulunan diğer değerli meslektaşlarımın da sorunuza ilişkin farklı değerlendirme ve çözümleri bulunabilir.Saygılarımla..
|