Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/14645 E., 2022/15251 K., 24.11.2022:
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ...-AŞ İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Temyizi Yönünden
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 433 üncü maddesinin ikinci fıkrası; "Karşı taraf, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebilir. Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir." hükmünü içermekte olup, anılan hüküm uyarınca bir taraf süresinde temyiz isteğinde bulunmamış olsa bile, karşı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde karşı temyiz isteğinde bulunması mümkündür.
Somut olayda, davacı taraf gerekçeli kararın tebliği sonrası yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmamış, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin 09.10.2022 tarihinde tebliği üzerine 21.10.2022 tarihli dilekçesinde katılma yolu ile temyiz talebinde bulunmuştur.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde katılma yoluyla temyiz dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra verildiği anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 432 ve 433 üncü maddeleri gereğince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davalılar .../AŞ İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ve ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ Temyizi Yönünden
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı vekilince davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, 03.02.2016 tarihinde ıslah dilekçesiyle dava değerinin arttırıldığı, Mahkemece verilen 29.....2016 tarihli kararın Dairemizin 2016/35850 Esas 2020/18219 Karar sayılı bozma kararı ile fazla çalışma ve yıllık izin alacakları yönünden bozulduğu, bozma ilâmına uyan Mahkemece 26.07.2021 tarihli bilirkişi raporunun alındığı ve bu rapor doğrultusunda davacı vekili tarafından bedel arttırım dilekçesi sunulduğu dikkate alındığında fazla çalışma alacağının miktarının bozma sonrası belirli hâle gelmesi nedeniyle bedel arttırım dilekçesinin hükme esas alınmasında usule aykırılık bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 24.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. |
|
 |
|
 |
|
Olayınıza birebir uyuyor sanırım. Talep artırım dilekçesi ile sorun çözülmelidir.
Sayın Aktaş'ın paylaştığı karardaki karşı oy, belirsiz alacak davasının özüne uygun. Kabul görmemesi hatalı olmuş.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı dilekçeden belli olmasaydı, kısmi dava olarak kabul edilmesi gerekeceğinden ek dava ile de aradaki fark istenebilecekti. Tabii zamanaşımı gündeme gelebilirdi.