Mesajı Okuyun
Old 04-06-2024, 00:14   #8
Mustafa AKTAŞ

 
Varsayılan

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesine istinaden verildiği anlaşılıyor.

Doktrinde azınlıkta kalan bir görüşe göre, Bölge Adliye Mahkemesinin 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a maddesi uyarınca verdiği kaldırma kararlarının hükmü tek başına istinaf eden taraf lehine usulî müktesep hak oluşturmayacağı ileri sürülmektedir. Bu görüşe göre, ilk derece mahkemesi tarafından bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararına uyma yönünde bir karar verilemeyeceğinden bu tür kararların usulî müktesep hak bahşetmeyeceği savunulmaktadır. [Bknz. Emine Gökçe Karabel, “İki Tarafın Da Hükmü İstinaf Etmesi Halinde Aleyhe Hüküm Kurma Yasağı Uygulanır mı?”,İlamat Torbası İstinaf Mahkemesi Karar İncelemeleri II, ed. Al Cem Budak ve Varol Karaaslan, (İstanbul: Filiz Kitabevi, 2021), 115-136] [Bknz. Mine Ercevahir, "Medenî Usûl Hukukunda Usûlî Müktesep Hak, (Yetkin, 2023), 127-129]

Ancak doktrinde baskın olan görüş, istinaf aşamasında gönderme kararından (353/1-a) sonra ilk derece mahkemesinde devam eden yargılamada aleyhe bozma yasağı dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği yönündedir. [Bknz. Muhammet Özekes, Uğur Bulut, "Aleyhe Bozma Yasağının İstinaf Bakımından Yeri ve Uygulaması", TBB Dergisi, 2023, 201-203]

Türk Yargıtay'ı da aleyhe bozma yasağının/aleyhe hüküm yasağının 6100 sayılı HMK'nun 353/1-a maddesi kapsamında verilen kararlar hakkında da uygulanacağı görüşündedir:
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin E. 2020/4939 K. 2021/3441 sayılı kararı
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin E. 2021/2388 K. 2021/3038 sayılı kararı

Ancak Yargıtay bünyesinde de sizin gibi düşünen üyeler yok değildir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin E. 2020/11324 K. 2021/12025 sayılı kararına ekli karşı oy yazısında bir üye;

"Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın itiraz etmediği hesap, karar tarihine en yakın bilinen ücret üzerinden hesaplanmıştır. Bozmadan sonra karar tarihine yakın veriler alındığında, hesabın unsurları değişeceğinden, tazminat miktarı da elbette değişecektir. Davacı taraf bozmadan önceki ilk kararda bilinen ücret üzerinden hesaplanan tazminata itiraz etmemiştir. Ancak bu bilinen ücret bozmadan sonra değişecektir. Bir tarafın ilerde değişecek diye kararı temyiz etmesi hayatın olağan akışına uygun olmayacaktır. Zira karar onanmış olsa idi hesaplama bilinen ücrete göre hesaplandığından sorun olmayacaktır. Ancak bozmadan sonra değişen durum nedeni ile daha önce doğmayan hesaba esas unsur olan ücrete itiraz etmeme usulü kazanılmış hak oluşturmayacaktır."

Gerekçesiyle bu başlık altında yer verdiğim görüşlerin aksine bir görüş ileri sürmüştür.

Anlaşılacağı üzere konu ziyadesiyle tartışmalı ve sorunludur. Bu nedenle şansınızı denemek isterseniz yeterli gerekçe bulmak mümkün. İyi çalışmalar dilerim.