Mesajı Okuyun
Old 27-05-2024, 10:32   #3
Av. Tuba A.

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Değerli ve isabetli görüşleriniz için çok teşekkür ederim.

İyi çalışmalar dilerim.

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine konulan bir hüküm ile , taraflar aralarında "Arabuluculuk Sözleşmesi" yapmışlardır.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ticari nitelikte değil ise zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından,esasen zorunlu arabuluculuk kanundan doğan bir hukuki ilişki olup, ayrıca bir sözleşmeye ihtiyaç göstermediğinden , taraflar arasında "ihtiyari arabuluculuk" hükümleri uygulanacaktır.

6325 sayılı HUAK m. 13.1'e göre ;"Taraflar dava açılmadan önce arabulucuya başvurma konusunda anlaşma yapabilirler". Kanun bu ifade ile yetinmiş arabuluculuğa gitmenin zorunlu olup olmadığını, sözleşmeye uyulmaması halinde yaptırımın ne olacağını düzenlememiştir. Bu konuda gelişen Yargıtay kararlarına rastlanmamaktadır. Öğretide ise konu çekişmelidir.

Kişisel değerlendirmeme göre; davacı tarafın doğrudan mahkemeye başvurmasını önleyen bir yasal düzenleme bulunmadığından, davacı taraf ihtiyari arabuluculuğa başvurabileceği gibi , doğrudan mahkemeye başvurarak davasını açabilecektir. Karşı taraf bu durumda bir zarara uğrar ise ancak zararının giderilmesini isteyebilecektir. Diğer yandan, sözleşmedeki arabuluculuğa gitme şartının, HUAK ve HMK’da dava şartı ve ilk itiraz nedeni olarak sayılmadığından, “dava şartı” olarak kabul edilemeyeceği ve mahkemeyi de bağlamayacağını düşünüyorum.

Sonuç olarak, sözleşmedeki arabuluculuk hükmünün gerek taraflar ve gerekse mahkeme yönünden bağlayıcı olmadığı kanısındayım.Fakat konu halen yargı kararları ile çözülmemiş ve öğretide de tartışmalı olduğundan, temkinli davranarak "ihtiyari arabuluculuk" başvurusunda bulunmanın uygun olacağını söyleyebilirm.