24-05-2024, 15:40
|
#10
|
|
Meslektaşım merhaba
Kamulaştırma Kanununa 7421 Sayılı Kanun ile eklenen Ek Madde 4 kapsamında yapılan değişiklik ile birlikte idareye başvuru zorunlu hale gelmiştir. Ancak ilgili kanun metni incelendiğinde;
"Bu Kanun uyarınca mahkemelerce hükmedilen bedel, tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, otuz gün içinde yatırılır. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde icra olunur.
Şeklinde altı çizili olan kısmında kanun açık bir şekilde davacının, davalı idareye yazılı başvuru yapmış olmasını bir şart olarak göstermiştir. Ancak kamulaştırma bedel tespit davalarında vatandaş davacı konumunda olmayıp davalı konumundadır. Bu sebeple ilgili düzenlemenin kamulaştırmasız el atma davaları açısından geçerli olduğu kanaatindeyim.
Nitekim 7421 Sayılı Kanunun hem gerekçesine hemde Adalet Komisyonu Raporları incelendiğinde madde gerekçesine her ikisinde şu ifadeye yer verilmiştir;
"Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak açılan davalarda idarenin herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmaksızın muhatap olması ve aynı taşınmaz için mükerrer ödeme yapmak zorunda
kalması nedeniyle kamu yararı ile kişisel yarar arasında gözetilmesi gereken adil dengenin sağlanmasına
yönelik düzenleme yapılması,"
Şeklinde kanun gerekçeside dikkate alındığında şahsi kanaatim idareye başvuru şartı kamulaştırma bedel tespit davalarında bulunmayıp yalnızca kamulaştırmasız el atmalarda bulunmalıdır. Ancak kamulaştırma bedel tespitine yönelik vekalet ücreti ve diğer ferilerde yargısal içtihatlar tam yerine oturmadan her ihtimale karşı idareye başvuru yapılması daha uygun olur.Saygılarımla.
|