Mesajı Okuyun
Old 23-04-2024, 11:38   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yargıtay 7.HD.si aşağıdaki kararı ile, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun tarım arazilerinin belirli miktar altında bölünmesinin önleyen koruma hükümlerinin uygulanması hakkında , Tarım ve Orman Bakanlığının aktif dava ehliyetinin bulunnduğu kabul edilmiştir. Dolayısı bu karardan, Bakanlığın 5403 sayılı K.hükümlerine aykırı olarak oluşturulan tapu kaydının iptali ile kaydın eski haline getirilmesi davasını açabileceği sonucuna varılması mümkündür.

7. Hukuk Dairesi 21.09.2023 T. 2022/2705 E.,2023/3988 K.

"...3. Değerlendirme
1. Somut olaya gelince; iptali istenen hükme esas dava dosyasında 19 tane davacı; Konya ili, Meram ilçesi, Karahüyük Köyü, 27558 ada 30 parsel sayılı taşınmazları inançlı işlem gereği davalı ...'dan satın aldıklarını; ancak resmî devrin yapılmadığını belirterek davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
2. Dava konusu taşınmaz tarla vasfında olup ... adına 10003/10616 hisse ile kayıtlıdır. İptali istenen yargılamada, davalı tapu kayıt maliki davayı kabul ettiğini bildirmiş, Mahkemece kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine kesinleşmiştir.

3. Hükmün kesinleşmesi üzerine dava konusu taşınmazlardaki davalı adına olan hisse, davacılar adına 465'er m² hisse ile tapuda intikal etmiş; ... vekili, bölünemez büyüklük kuralına aykırı olarak dava konusu tarım arazisinin davacılar adına tesciline dair hükmün iptali ile davalı ilk kayıt maliki adına tescilini talep etmiştir.

4. Anayasa, kanun koyucuya, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda tarımsal alanlarda düzenleme yapma yetkisi verdiğinden kanun koyucu tarafından tarım alanlarının korunması ve amacına uygun olarak kullanılmasını sağlamak için 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun'u çıkarılmış bulunmaktadır. Mevcut kurallar tarım arazilerinin miras veya diğer sebeplerden dolayı bölünmesinin ve tarımsal yapının bozulmasının önlenmesi, tarım alanlarında meydana gelen kayıpların engellenmesi, parçalı araziler için harcanan emek, zaman ve masrafların azaltılması, tarım yapılmasının kolaylaştırılması ve tarımsal işletmelerin ekonomiye kazandırılması için kamu yararı amacıyla getirilmektedir.

5. Bu amaç doğrultusunda asgari tarımsal arazi büyüklüğüne erişmiş tarım arazilerinin bölünemez eşya niteliği kazanmış olacağı, asgari tarımsal arazi büyüklüğünün mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemeyeceği, ifraz edilemeyeceği, hisselendirilemeyeceği, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedinin arttırılamayacağına dair hüküm, kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce res'en dikkate alınması gerekmektedir.

6. Hâl böyle olunca mahkemece 5403 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri üzerinde durulmaksızın davalının davayı kabulü hükme esas alınarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulü ile davacılar adına tescile karar verilmesi hâlinde kamu yararı amacıyla getirilen ve kamu düzenine ilişkin olan "bölünemez büyüklük" kuralı ihlâl edilmiş olmakta, davacılar ve davalı iyi niyet kuralına aykırı olarak kanun maddesini dolanmak suretiyle tarım arazilerinin bölünmesine sebebiyet vermektedir.

7. Her ne kadar davalının davayı kabulü ve hükmü temyiz etmemesi üzerine tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair hüküm kesinleştirilmiş olsa da; davacılar ve davalı arasında bu danışıklı durumu yasanın koruması söz konusu olmayacağından Tarım ve Orman Bakanlığının yargılamanın yenilenmesini kamu yararı adına talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.


8. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin Konya Valiliği Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 376 ncı maddesinde yer alan "aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçen" olmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesini isteme hakkı bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesi doğru görülmemiş, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu sebeple bozulması gerekmiştir."