04-07-2023, 17:21
|
#8
|
|
Geç bir yanıt da olsa; aklına takılan olursa diye paylaşmak istedim:
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas : 2016/1120 Karar : 2017/1376 Tarih : 28.03.2017
HMK 227. Madde
Yemin Teklifi
Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı şirket temsilcisi, davacı tarafa bir borçlarının olmadığını, sözleşmeden kaynaklanan borçların ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 26.03.2007 tarihli sözleşme ile davalı iş sahibinin yapmakta olduğu inşaatın silikon cephe, pencere, alüminyum panjurlarının davacı yüklenici tarafından yapılması konusunda eser sözlemesi ilişkisi kurulmuştur.
Eser sözleşmelerinde kural olarak işin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapılıp bedeline hak kazanıldığını kanıtlamak yükleniciye, işi bedelinin ödendiğini ispatlamak da iş sahibine aittir. Yanlar arasındaki sözleşmede bu kuralın aksine bir kararlaştırma yapılmamıştır.
Eldeki davada 18.02.2014 tarihli duruşma tutanağına davacı vekilinin yemine dayandığı yazılmış ise de hangi hususta yemin teklif ettiği belirtilmemiştir. Davalı şirket yetkilisine duruşmada yemini yaptırılmadan, davacı vekili 20.01.2015 tarihli duruşmada yemin teklifinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 227/2. maddesindeki düzenlemeye göre yemin teklif olunan kimse yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez ise de; bunun sonucunun yemin teklif edenin yemin teklifine konu olan vakıaları ispat edememiş olacağı, az yukarıda da belirtildiği gibi davacı tarafa hangi konuda yemin teklif ettiği açıklattırılmadığı, duruşma tutanağı veya verilen dilekçede yemin teklif edilen vakıalar gösterilmediğinden bu şekilde bir hukuki sonuç doğmasından da söz edilmesi mümkün değildir. Hele hele mahkemenin gerekçesine göre çekişmenin borcun ödenip ödenmemesi hususunda olması halinde davacının yemin teklifinden vazgeçmesiyle davalının borcu ödediği sonucunun çıkartılması da hukuken mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece çekişmenin ödeme noktasında toplandığı kabul edildiği ve davalı tarafça bu gerekçeye karşı temyiz yoluna başvurulmadığından davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden bilirkişi ek raporunda hesaplanan 130.319,20 TL alacağının olduğu kabul edilerek ve davalı bilirkişi raporunda hesaplanan dışında ödeme savunmasını kanıtlayacak hiç bir delil ibraz etmediğinden davanın bu miktarda kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken HMK’nın yemine ilişkin hükümleri yanlış yorumlanıp ödemenin yapılıp yapılmadığını ispat külfeti, bu konuda açıkça bir beyanı olmamasına rağmen davacıya yükletilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|