Mesajı Okuyun
Old 24-04-2023, 15:23   #1
Av. Kutay Kağan Özen

 
Varsayılan Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi Evrakta Sahtecilik

Merhaba Meslektaşlarım,

Müvekkil inşaat malzemesi aldığı şirkete bir senet veriyor, senedin yalnızca Borçlu ve Kefil kısımlarını kendi adı soyadı tc kimlik numarası ve kendi imzasıyla dolduruyor -senet matbu bir senet ve diğer kısımlarını şirketten birisi doldurmuş, o yazıların müvekkile ait olmadığı adli rapor uyarınca da sabit-.

Şirketin ısrarları üzerine kendisinin yetkilisi olmadığı kardeşinin şirketine ait kaşeyi de borçlu kısmında imzaların ve isim soyisim tc kimlik numarası kısmının hemen yan tarafına basıyor -imzalar kaşe üzerinde değil-.

Borcu her aşamada kabul ediyor, borcun şirketin değil şahsi borcu olduğunu her aşamada beyan ediyor, icra takibi açıldığında itiraz etmiyor, kendi adına takip kesinleşiyor ve taşınmazına haciz uygulanıyor. Fakat kardeşi icra takibine imza itirazında bulunuyor ve şirket adına takip duruyor. Müvekkilce borcun hemen hemen yarısına tekabül eden bir miktar, soruşturmadan dahi önce şirketin avukatına ödeniyor.

Mahkeme müvekkilin kardeşine tebligat çıkarmış ise de kardeşi tanık olarak dinlenemiyor. Yalnızca kollukta "kardeşimin çek senet verme konusunda yetkisi yoktu, inşaat malzemesi alabilir ancak çek ve senet ile alamaz şeklinde sözlü bir anlaşmamız vardı" şeklinde beyanı var.

1- Bu durumda, icra takibi neticesinde konulmuş olan haciz de dikkate alındığında, sizce nitelikli dolandırıcılık(atılı suç 158-1-h, savcılık mütalaası ise 158-1-fden cezalandırılması yönünde) suçunun maddi unsuru olan zarar unsuru gerçekleşmiş olur mu ?

2- Yapılan ödemeler ve müvekkilin her aşamada borcun kendi borcu olduğunu beyan etmiş olması, dolandırıcılık suçunun manevi unsuru olan kastın oluşmasını engeller mi ?

3- Mütalaanın 158-1-f'den verildiğini gördüğümüzde şaşırdık zira ortada bir çek yok, düzenlenmiş matbu bir bono var. Sizce mütalaanın bu maddeden verilmiş olmasının sebebi müşteki şirketin bonoyu banka aracılığıyla tahsil etmek istemesi olabilir mi? Zira sebep bu değilse, ne olabilir bilemiyorum.

Mahkemenin ne yönde karar vereceğini kestiremiyorum, benzer bir olaya dair bildiğiniz bir Yargıtay kararı varsa göndermeniz çok faydalı olur.

Şimdiden çok teşekkürler ve iyi çalışmalar.