19-04-2023, 14:41
|
#5
|
|
Zaman buldukça biraz araştırma yaptım ve sizin de fikirlerinizin katkısı sayesinde M ile B arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğuna kanaat getirmiş durumdayım. Ne var ki, delil hususunda olay bana geldiğinden bu yana köşeye sıkışmış durumdayım. Zira müvekkilin bu inşaatı yaptırdığı sırada evi yanmış ve bütün deliller evle beraber kül olmuş. Yazılı delilden yana hiç şansımız olmasa da delil başlangıcı elde ederiz ümidimi yitirmiş değilim. Fakat yine de tanık üzerinden gitmek zorunda kalırsak diye sormak durumundayım çünkü bu davanın konusu kesinlikle senetle ispat sınırının oldukça üzerinde olacak. Gelelim soruma.
Hmk 203. maddesinin a bendinde birbirinden gelenler ile kayın hısımlığı söz konusu olduğundan buradan faydalanma imkanımız bulunmamakta.Fakat b bende derki "İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler.". Şimdi buradan ne anlamalıyız? Köylüler arasında ve yakın dostlar arasındaki hukuki işlemler olarak yorumlamak zorlama bir metot mu olur? Bir kararda köylüler arasında alacak borç işlemlerinde senet alınıp alınmadığı o yerin muhtar ve azaları ile ilçe tarım müdürlüğüne sorularak alınacak görüşe göre karar verilmelidir dendiğini net bir şekilde hatırlıyorum. Bu husustaki görüşlerinizi ve Hmk m. 203/1-b'nin olayda uygulama yeri bulup bulamayacağı hususundaki görüşleriniz nelerdir?
Son olarak müvekkilin evinin yandığını ispatlarsak müvekkil 203/1-c'den yararlanabilir mi?
|