06-09-2022, 10:37
|
#2
|
|
Tarafın davasını takip edebilecek ehliyette olmaması
MADDE 80- (1) Hâkim, taraflardan birisinin, davasını bizzat takip edecek yeterlikte olmadığını görürse, ona uygun bir süre tanıyarak, davasını vekil aracılığıyla takip etmesine karar verebilir. Verilen karara uymayan taraf hakkında, yokluğu hâlindeki hükümlere göre işlem yapılır.
Burda sorun karşı tarafın avukatsız olarak cevap verebilecek ehliyetinin olup olmaması durumu var.
Yemin teklifi
MADDE 227- (1) Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir.
(2) Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.
Yemine davet
MADDE 228- (1) Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.
(2) Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip
de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.
Yemin etmemenin sonuçları
MADDE 229- (1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.
(2) Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.
Kanuna bakıldığında kişi duruşmada bizzat bulunmuyorsa kişiye usulüne uygun şekilde yemin metni yani sorulacak sorular da katılarak tebliğ yapılmış ve bu hususta yemin edeceği belirtilmiş ise kişinin kendisi yemin etmeye ehil ise bu durumda yeminden kaçınma durumu oluşur. Yeminin şekil şartlarına bak HMK da yol gösterici olur. Yargıtay kararı da bulursan daha rahat olur.
|