Mesajı Okuyun
Old 03-08-2022, 09:33   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.) Kat maliklerinin sorumluluğu aşağıdaki karara göre arsa payları ile sınırlıdır.
2.) Dava Asliye Hukuk'ta açılmalıdır.
3.) Aracın davadan önce hasarlı olarak satılması maddi tazminat istemine engel teşkil etmez. Satıştan önce tespit yaptırılmasında iddianın ispatı yönünden yarar vardır. Diye düşünüyorum.

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 3. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2016/4906
Karar No.: 2016/6483
Karar tarihi: 25.04.2016

Alıntı : Lexpera
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacıya ait aracın davacının oturduğu apartmanın otoparkında park halinde iken, davalıların kat maliki oldukları yandaki apartmanın istinat duvarının çökmesi sonucu pert olduğunu, gerekli tespitin yapıldığını, oluşan zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı olduğunu belirterek, 27.300.00.- TL ve ulaşım bedeli olan 300.00.- TL nin olay tarihinden yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile; davalıların kat maliki olduğunu, binanın mimari projesinde anılan duvarın bulunmadığını, duvarın yüklenici tarafından yapıldığını, davalıların sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı tarafın talep etmiş olduğu 27.000 .00.- TL miktarın, 16.06.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda; 16/06/2011 tarihinde davalıların kat maliki olduğu apartmana ait istinat duvarının yıkıldığı, davacının oturduğu apartmanın otoparkında bulunan aracının duvarın yıkılması nedeni ile kullanılamaz hale geldiği; istinat duvarının ait olduğu apartmanda 13/05/2002 tarihinde kat irtifakının kurulduğu, 12/11/2009 tarihinde ise kat mülkiyeti kurulduğu anlaşılmaktadır.

Davalılar, zararın meydana gelmesine neden olan binada 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasası kurallarına göre malik durumundadırlar. Anılan Yasanın 16. maddesinin düzenleniş biçimi ve mülkiyet hukuku gereğince her bir davalı arsa payı oranında taşınmazın sahibi durumundadır. Zarara, taşınmaza ait istinat duvarının yıkılması neden olmuştur. Binaya ait istinat duvarları ortak yerlerden olup, ortak yerler tüm bağımsız bölüm maliklerinin ortak mülkiyetinde ve sorumluluğunda olduğundan meydana gelen zarardan da arsa payı oranında sorumlu olmaları esastır. Bu durumda, davalıların sorumlulukları da arsa payı oranı gözetilerek belirlenmelidir. Diğer anlatım ile davalılar, dava konusu zararın meydana geldiği apartmanda bağımsız bölüm sahipleri olup; sorumlulukları da, arsa payları ile sınırlıdır.
Mahkemece, davalıların zararın tümünden ve birlikte sorumlu tutulmaları doğru görülmemiş ve bu konu bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.