Mesajı Okuyun
Old 07-04-2022, 14:01   #2
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Meslektaşım,

HMK 245 ".... Usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir... ", diyor. Sizin olayınızda usule uygun çağrılma yok. Dolayısıyla zorla getirilme kararı verilemez. Sonraki celseye tanık mazeretsiz katılmazsa, o zaman zorla getirme kararı verilecektir.

HMK 261'deki "... Tanıklar, hâkim tarafından ayrı ayrı dinlenir ve biri dinlenirken henüz dinlenmemiş olanlar salonda bulunamazlar..." kuralındaki "salonda bulunmama" hazır olan tanıklar içindir. Tüm tanıkların tek celsede dinlenebilmesi çok nadirdir. İş yoğunluğu nedeniyle ikişer ikişer davet edilir tanıklar genelde. Fiilen çok zor bir iş, tüm tanıkları aynı celsede dinlemek.

Alıntı:
Gelecek olan tanık artık diğer tanıkların beyanlarını tamamen biliyor durumda tanıklık yapacak bu durum davacı aleyhine sonuç doğurmayacak mı?

Tanık en başta yemin edecek. Burada tanığın vicdanı ve ahlakı devreye giriyor. Bunlarda sorun varsa, diğer tanıkların beyanlarını bilmesinin pek önemi olmaz. Yapacağını yapar zaten.

HMK 255, "Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir.", demekte. Dolayısıyla tanıklığa itiraz mümkündür. Tanıklık yaparsa, beyanlarına itibar edilmemesi gerektiği açıklanabilir.


Tanık, takdiri delil malum. Sizin yönlendirmenize göre hakim tanığın anlatımına hiç itibar etmeyebilir.