Mesajı Okuyun
Old 11-01-2022, 08:22   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Yargıtay uygulaması bu gibi geçersiz sözleşmelerde her iki tarafın da aldığını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiği yönünde bildiğiniz üzere...
Hal böyle olunca faiz başlangıç tarihinde ayrı olarak zamanaşımı sorunu da ortaya çıkacaktadır ki bu daha büyük bir sorun bence ...

Sözleşmede kesin bir vade yoksa ( ki öyle anlaşılıyor) faiz, ihtar ile temerrüt tarihinden itibaren başlayacaktır. Bu güne dek ihtar ile temerrüt durumu oluşmadığından faiz ve denkleştirici adalet yönlerinden ciddi şekilde zararınız olacaktır, bu açık. Fakat yeni yapılacak bir ihtar, sizi faiz ve denkleştirici adalet yönlerinden zarara uğratacak gibi görünse de en azından zamanaşımı savunması yönünden korumuş olacaktır.

Faizin önceki tarihlerden başlatılmasını istemek temerrüdüdün de daha önce gerçekleştiğini bir anlamda kabul etmek olacağından (zamanaşımı savunmasının gelmesi halinde) sizi çaresiz bırakabilir. Çünkü sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı süresi bildiğiniz üzere olayınıza göre çok daha kısadır.
Zamanaşımı savunması, olayın kendine has özelliklerine göre hakkın kötüye kullanılması teşkil de edebilir. Bunun en tipik örneğiyse uygulamada da sıkça rastlanılan şekilde alacaklısına borcunu ifa edeceğine yönelik bir güven verip alacaklısını hukuki çarelere başvurmaktan alıkoyan sonrasında kendisine karşı dava açan veya takip başlatan alacaklısına karşı zamanaşımı def’i ileri süren borçlunun durumudur. Bu hal “çelişkili davranış yasağının” tipik bir örneği olup borçlunun ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin hukuk düzeni tarafından geçerli kabul edilmesi mümkün olmamalıdır. Yargıtay ve İsviçre Federal Mahkemesi de birçok kararında bu hususu tespit etmişlerdir.