Mesajı Okuyun
Old 10-06-2021, 12:31   #2
Themis99

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım, çalışmalarınızda başarılar,
HMK Madde 114 gereğince aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartlarındandır. Aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık hukuki bir yararı yoktur.
BU nedenle aynı alacak kalemlerine dayanılarak iki takip başlatılması, usule uygun değildir ve ikinci takibin iptali istemi ile şikayet yoluna müracaat edilebilir.

Aşağıda ki yargıtay kararı fikir verebilir.


T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2020/ 8433
Karar: 2021 / 3916
Karar Tarihi: 01.04.2021

YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçluların icra mahkemesine başvurularında; takibin kesinleşmesinden sonra verilen ve kesinleşen mirasın reddi ilamının ibrazı ile takibin durdurulması ve iptaline ilişkin talepleri üzerine, icra müdürlüğünce 10/04/2019 tarihli karar ile takibin iptali talebinin reddine, durdurma taleplerinin kabulüne karar verilerek takibin durdurulduğunu, ancak müdürlükçe, 19/04/2019 tarihli karar ile durdurma kararından kendiliğinden dönülerek, takibin devamına karar verildiğini, anılan kararın hatalı olduğunu beyanla icra müdürlüğünün 19/04/2019 tarihli kararının iptali ile mirasın reddi kararının kesinleşmesi nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 10/04/2019 tarihli ve 19/04/2019 tarihli kararlarının kaldırılması ile, borçlular yönünden takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.

6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve hâlen görülmekte olması sebebiyle usûlden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartıdır. Derdestliğin şartları; aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabilir. Aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur.

Somut olayda, borçlular hakkındaki takibin, borçluların murisinin vefatından sonra, murisin borcundan kaynaklı olarak başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonraki aşamada ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/441 E. 2019/38 K. sayılı ilâmı ile mirası reddettikleri, bu karara dayalı olarak icra müdürlüğünden takibin iptaline karar verilmesini talep ettikleri, müdürlükçe 04/04/2019 tarihli karar ile talebin reddine karar verildiği, borçlular tarafından anılan kararın ve takibin iptalinin talep edildiği,

... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08/03/2019 tarihli ve 2019/147 E. 2019/228 K. sayılı kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2020 tarihli ve 2019/1750 E.- 2020/1208 K. sayılı ilâmı ile istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, şikâyetin kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün 2017/81725 esas sayılı takibin borçlular yönünden iptaline karar verildiği, aynı talebin, aynı nedene dayalı olarak aynı borçlular tarafından huzurdaki şikayette de tekrarlandığı ve bu haliyle anılan istem yönünden derdestliğin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer yandan, borçluların şikayet dilekçelerine konu 19/04/2019 tarihli takibin devamına ilişkin icra müdürlüğü kararının; borçluların ödeme emri tebliğlerinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetleri üzerine ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 11/09/2018 tarihli ve 2018/384 E. 2018/668 K. sayılı kararı ile borçlu ... yönünden şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 08/05/2018 olarak düzeltilmesine, borçlu ... yönünden 14/03/2018 tarihinde takipten haberdar olduğundan bahisle şikayetin süreden reddine karar verildiği, istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 20/09/2019 tarihli ve 2018/2857 E.- 2019/1739 K. sayılı ilâmı ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizin 20/02/2020 tarihli ve 2019/13662 E. 2020/1604 K. sayılı ilamı ile temyiz başvurusunun reddedildiği, borçlular tarafından düzeltilen ödeme emri tebliğlerinden itibaren yasal 7 günlük süresi içerisinde icra müdürlüğüne itirazda bulunulmadığı, takibin itirazsız kesinleştiği, takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilmiş tedbir kararı bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği görülmüş olup icra müdürlüğünce şikayete konu 19/04/2019 tarihli karar ile takibe devam edilmesine karar verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır.

O halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 12/10/2020 tarih ve 2019/2043 E. - 2020/1514 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 01/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.


Feragat edilirken kullanılan ifadelerin önemli olduğunu düşünüyorum . İrade yalnızca icra takibinin ortadan kaldırılmasına mı yönelik yoksa hakkın özünden feragat mi edilmiş ? Bunun değerlendirilmesi gerekir. Eğer hakkın özünden/ hakkın kendisinden feragat edildiği sonucuna ulaşılabiliyorsa, diğer takip yönünden de dikkate alınması gerekir düşüncesindeyim .

Saygılar.