 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Yücel Kocabaş |
 |
|
|
|
|
|
|
1.) Alacaklının ileriye sürdüğü /dayanmak istediği varsayılan ilişki galerici -tüketici ilişkisi olduğundan, görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. O yerde Tüketici Mahkemesi bulunmadığından dava "Tüketici M.sfatı ile Asliye H.M.sinde" açılır. Esassen doğrudan Asliye'de açılsa dahi görevsizlik kararı verilmez. Mahkeme ara kararı vererek davayı Tüketici M. sıfatı ile görmeye devam eder.
2.) Alacaklı iddiasını yazılı delil, delili- başlangıcı, ticari defter ve kayıtları ve yemin ile ispat edebilir. Sırf varsayılan ilişkiye dayalı olarak görevli mahkemeye başvurmak alacağın kaynağının bilindiğini göstermez.
3.) Menfi tespit davalarında arabuluculuk şartı aranıp aranmayacağı BAM kararları arasında çekişmelidir. Yargıtay 19.HD. 13.02.2020 T. 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı kararında Ticari davalar yönünden "Arabuluculuk şartının aranmayacağına" karar vererek bu çelişkiyi gidermiştir. Aynı kuralın kıyasen Tüketici davalarına da uygulanacağı söylenebilir ise de, temkinli davranıp arabulucuya gitmekte de bence yarar vardır.
4.) İİK.nun 72 m. göre takipten önce %15 teminatla alınan ihtiyati tedbir kararı sonradan yapılacak takibi durdurur. Takipten sonra açılan dava da ise mevcut takibin durdurulabilmesi için %15 teminata ek olarak alacak miktarının nakten veya kabul edilecek kesin teminat mektubu ile icra veznesine yatırılması be bu ifadeleri içeren tedbir kararı alınması gerekir. Her iki halde de ihtiyati tedbir kararı ile hacizler kalkmaz ancak takip durdurulmuş olur.
|
|
 |
|
 |
|
Üstadım o kadar güzel açıklamışsınız ki, çok çok teşekkür ederim. Birkaç sorum olacak yalnızca;
1-nolu bentte dediğiniz gibi mahkeme ara kararında tüketici sıfatı ile görmeye devam edecek. görevsizlik verilebilse idi(orda tüketici olması halinde mesela) o arada görevli mahkemeye göndermeden önce arabuulculuğa gidebilecektik. Bu durumda da mahkeme ara kararında arabuluculuğa başvurmak için süre vermesi gerekmez mi? zira belki de alacaklı kötüniyetli, o galerici-tüketici ilişkisine dayanmayıp borç verdim diyecek, bu durumda doğrudan asliye hukuk görevli olup arabuluculuk da ihtiyari olacak..
Yine 4-nolu bentte dediğiniz "..hacizler kalkmaz..." meselesi.. Bir dosyamda alacağı depo edip teminatı da yatırınca konulan hacizleri kaldırdılar. Bu yer icra müdürü ile de görüştüm kaldırılır dedi, pek çok yargıtay kararı da aşkın haciz olacağından kaldırılmalı demekte. Ancak sizin gibi bir kaç üstad daha kalkmaz dediği için korku sardı..
Ben neticede izah ettiğim gibi ve ispat yükü alacaklıda olduğu için ve borcun kaynağı olarak belki de başka bir isnatta bulunabileceklerinden dolayı asliyede arabuluculuk yapmadan hızlıca tedbir almak durumundayım sanırım.. Zira müvekkile aşkın haciz yapılarak 75 bin TL lik alacak için yaklaşık 900.000 TL lik haciz işlemi yapılmış ve yakalama tehdidi var