Mesajı Okuyun
Old 20-05-2021, 17:43   #8
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Muris muvazaası nedeni ile tapu iptali ve tescil davalarına bakma görevi 1.HD.sine verilmiştir. Halen de bu gibi davalara 1.HD.si bakmaktadır. 4. HD.si ise TBK. 19.m. göre açılan genel muvazaaya dayalı davalara bakmaktadır. Nitekim örnek olarak gösterilen kararın muris muvazaası ile olmayıp genel muvazaaya dayalı dava ile ilgili olduğu karar içeriğinden anlaşılmaktadır.

Av.Ufuk Bozoğlu'nun isabetli olarak belirttiği gibi, soruda geçen dava muris muvazaasına dayalı olduğundan sonuçta davayı 1.HD.inceleyecektir.

Benim verdiğim "Tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliki aleyhine açılır. Muris muvazaası nedeniyle iyiniyetli olmayan 3.kişiler aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında da husumet son kayıt malikine yöneltir. Son kayıt maliki ile ara malikler arasında "dava arkadaşlığı" ilişkisi mevcut değildir." şeklindeki cevap 1.HD.sinin yerleşik içtihatı ile uyumludur.

1. HD., E. 2019/3798 K. 2019/6701 T. 18.12.2019
Esas No.: 2019/3798
Karar No.: 2019/6701
Karar tarihi: 18.12.2019


-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakan babaları K1'nun davaya konu 3 parça taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalı oğullarına temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, taşınmazların bedellerini ödeyerek satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, taşınmazların temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın, Dairece; dava konusu 16 parsel sayılı taşınmaz yönünden değişik gerekçe ile hükmün onanmasına, diğer dava konusu 5 ve 59 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, ilama karşı davalılar vekili tarafından süresinde karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan K1’nun dava konusu 343 ada 5, 176 ada 16 ve 339 ada 59 parsel sayılı taşınmazlarını 05.03.1999 tarihinde; 5 ve 16 nolu parsellerini oğlu K2'ya, 59 nolu parselini de oğlu K3'e satış yoluyla temlik ettiği; K2'nın da 16 nolu parseli dava açılmadan önce 01.06.2012 tarihinde dava dışı K5'ya, 5 nolu parseli ise yine dava açılmadan önce 30.05.2012 tarihinde dava dışı K4'ya satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hareket ederek taşınmazlarını davalılara aktardığı sonuç ve kanaatine varıldığından; davalılar vekilinin çekişmeli 59 parsel sayılı taşınmaza yönelik karar düzeltme isteği yerinde görülmediğinden REDDİNE.

Davalı vekilinin çekişmeli 343 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik karar düzeltme isteğine gelince,

Hükmün karar düzeltme aşamasında incelenmesi sırasında, çekişmeli 343 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da, dava açılmadan önce dava dışı K4'ya satıldığı anlaşıldığına göre, anılan parsel yönünden de tapu kayıt maliki olmayan davalılara husumet yöneltilemeyeceği ortadadır.

O halde, dava konusu 5 parsel sayılı taşınmaz yönünden de, dava tarihinde davalıların kayıt maliki olmaması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalıların 343 ada 5 parsel sayılı taşınmaza bakımından yerinde görülen karar düzeltme isteğinin kabulüne, diğer kısımlara ilişkin karar düzeltme nedenleri yerinde görülmediğinden reddine, Dairenin 21.02.2019 gün ve 2019/470 Esas, 2019/1224 Karar sayılı bozma kararının 343 ada 5 parsel sayılı taşınmaz bakımından ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 14/04/2015 gün ve 2012/134 Esas, 2015/118 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince değişik gerekçeyle BOZULMASINA, HUMK'nun 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 460,00 TL para cezası ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca bakiye 20.80 TL karar düzeltme harcının davalılardan alınmasına, 18/12/2019tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/11739
Karar Numarası: 2017/758
Karar Tarihi: 08.02.2017


-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptalİ ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakanları Mahmut'un kayden paydaşı olduğu dava konusu 658 sayılı parseldeki payını davalı oğlu ....'e, 675 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı ...'e ve 935 sayılı parseldeki payını ise davalı ...'a satış suretiyle devrettiğini, anılan devirlerin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, bilahare davalıların anılan taşınmazlardaki paylarının imar uygulaması ile 2610, 2680, 2681, 2437, 2553, 2554 ve 2559 sayılı parseller gittiğini ileri sürerek davalılar adına olan kayıtların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı ..., dava konusu 675 sayılı parseldeki dava konusu payı 04.09.1990 tarihinde dayısı olan davacıların murisi Mahmut'tan satın aldığını ve sonrasında taşınmazda kendisine isabet eden kısımda zeytin ağacı diktiğini, kalan kısımları ektiğini, satış bedelini murise gelini dava dışı Meliha'nın yanında verdiğini, davacılara muristen intikal eden taşınmazlar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., dava konusu satışların üzerinden 22 yıl geçtiğini ve eldeki davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, dava konusu hisseleri bedeli karşılığında temellük ettiğini, murisin sağlık sorunları nedeniyle tedavi masrafları için gereken parayı temin amacıyla taşınmazlarının bir kısmını sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., dava konusu edilen taşınmazların hiçbirinde muristen pay temlik etmediğini, davacıların taşınmazlar değerlendiği için eldeki davayı açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, temlik işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden mirasbırakan ...’nun kayden paydaşı olduğu 658, 675 ve 935 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalılara satış suretiyle temlik ettiği, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığı saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.

Öte yandan, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılması zorunludur. Davanın 03.08.2012 tarihinde açıldığı ancak dava konusu 2610 parsel sayılı taşınmazdaki Hasan payının 13.08.2009 tarihinde dava dışı Ali, Adem ve Cevdet’e temlik edildiği anlaşılmakla, bu taşınmaz yönünden davanın pasif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Diğer taraftan, dava konusu 2437 parsel sayılı taşınmazda miras bırakandan davalı ...’e intikal eden pay 2486/1729300 iken, payda yanlışlık yapılarak 2486/172300 payın iptal ve tesciline karar verilmesi de doğru değildir.

Kabule göre de; dava konusu 2681 ve 2553 parsel sayılı taşınmazlar hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamış olması da doğru değilse de temyiz konusu yapılmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

Davalılar ...’in bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.