|
Konuyu araştırırken Prof Dr. Ejder YILMAZ'ın şu görüşlerine rastladım :
Davacı, M.107,2 uyarınca hakimin kendisine verdiği iki haftalık kesin süre içinde yeni talebini hiç bildirmezse veya bildirilen miktardan daha az talepte bulunursa; davacının, geriye kalan alacağını daha sonra başka bir dava açarak veya görülmeke olan aynı dava içinde talep etmesi halinde, belirsiz alacak davası açılması ile zamanaşımının bütün alacak bakımından kesilmesinden söz edilemeyeceğinden, zamanaşımının açılan yeni dava tarihi dikkate alınarak, genel kurallara göre yeniden hesaplanması gerektiği kanısındayım. Bu bağlamda, yeni dava tarihine göre zamanaşımı dolmuş ise, bu husus, karşı tarafa zamanaşımı definde bulunma olanağı tanır. (Prof.Dr. Ejder YILMAZ, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi,Genişletilmiş 4. Baskı Cilt 2, Sf 2452)
21/05/2014 tarihli talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat istemini 165.000,00 TL‘ye artırdığı, 16/03/2016 tarihinde de ek dava niteliğinde açtığı iş bu dosya ile birleşen davada kısmi dava niteliğinde 41.808,46 TL‘nin olay tarihinden faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır....Somut olayda, davacı vekilinin belirsiz alacak davasında maddi tazminat istemini 21/05/2014 tarihli talep artırım dilekçesiyle 165.000,00 TL olarak belirlediği, yargılamanın devamında 16/03/2016 tarihinde açılan ve süresi içerisinde zamanaşımı definin ileri sürüldüğü kısmi dava niteliğindeki davada ise 41.808,46 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, belirsiz alacak davasında talebin bir kez artırılabileceği; bu yönüyle birleşen davadaki talebin belirsiz alacak davasına dahil bir talep olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan davacının maluliyet durumunda değişen ve gelişen bir durumun da olmadığı gözetildiğinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin iş kazası tarihinden işletilmesi gerektiği ve birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle de bu sürenin dolduğu dikkate alınarak (Ankara 20.İş Mahkemesi‘nin 2016/188 Esas sayılı) birleşen dosyadaki talebin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu davadaki talep yönünden yazılı şekilde kabule karar verilmesi hatalı olmuştur. 21. HD., 09.09.2019,3269/4889
Eklediğim kararda da, ek dava açılmış olmasına ve belirsiz alacak davası ile birleştirilmiş olmasına karşılık, davanın esasına girilmiş, dava derdestlik dava şartı yokluğundan red edilmemiş ancak alacak zamanaşımına uğradığından, zamanaşımı sebebiyle redde karar verilmiştir.
|