Mesajı Okuyun
Old 02-04-2021, 13:07   #4
mukadder

 
Varsayılan

hakim bey ilginize teşekkür ederim...
sorumun kaynağı şu;


Nisan 2019 tarihinde ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararı kesinleştikten, davacı tarafından bu karara istinaden Temmuz 2019 tarihinde satış talebinde bulunulduktan ve Ağustos 2019 tarihinde satış memurluğunca yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları taraflara Eylül 2019 tarihinde tebliğ edildikten sonra, Aralık 2019 tarihinde, dava konusu taşınmaz davalılar tarafından ekilmiştir. Yüksek yargı içtihatlarında belirtildiği üzere “davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce taşınmaza ilişkin, … ortaklığın giderilmesi, … ve benzeri davalar açılması halinde intifadan men koşulunun gerçekleşeceği (8. Hukuk Dairesi 28.1.2021 tarih, 2018/8278 E. 2021/596 K.), buna rağmen taşınmazı kullanan paydaşın kötü niyetli olduğu (1. Hukuk Dairesi 16.9.2014 tarih, 2014/9609 E. 2014/14359 K.) kabul edilmektedir. Bu nedenle taşınmazın davalılarca kullanıldığı tarihte Yargıtay içtihatları gereğince intifadan men koşulu gerçekleştiğinden davalılar bu yeri kötü niyetle kullanmıştır. Kötü niyetin korunmayacağına dair evrensel prensip TMK da yasalaşarak mevzuatımızda yer almıştır. Bu husustaki talebimize yönelik ara kararlarda mahkeme tarafından herhangi bir değerlendirme yapılmaması ve ara kararların bu konudaki taleplerimizin aksi nitelikte olması açık bir şekilde hukuka aykırılık içermektedir.

Ocak 2020 tarihinde ihale ile dava konusu taşınmaz davacı tarafından satın alındıktan sonra (ürünlerin gübreleme ve ilaçlama gibi bakımları davacı tarafından gerçekleştirilmiştir.) davacıya ait taşınmazdaki ürünler, davalılarca Haziran 2020 tarihinde herhangi bir hakka dayanılmaksızın haksız ve hukuksuz bir şekilde hasat edilerek götürülmüştür.

bu sebeple haksız fiile istinaden tazminat talebinde bulunduk
ancak ön inceleme duruşmasında mahkeme, davacının gübreleme ve diğer bakımlarını vekaletsiz iş görme olarak niteledi, diğer taleplere ilişkin ise örf adet araştırması için kurumlara müzekkere yazdı

sorun şu;

1- ekili ürünün mülkiyeti kime ait olur.
2- bizim nitelediğimiz şekilde haksız fiil ya da mahkemenin nitelendirmesiyle vekaletsiz işgörme konusunda mevzuatta ayrıntılı düzenleme olmasına rağmen bu hususta örf adet araştırması yapılması doğru mu