07-02-2021, 17:54
|
#7
|
|
Süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının ıslah yolu ile zamanaşımı def'inde bulunup bulunamayacağı konusu öğretide tartışmalıdır.
Yargıtay özel dairelerinin bu konuda çelişkili kararları mevcut iken, HGK, 07.06.2017 T. 2017/1093 E.2017/1090 K. sayılı kararında ; “ yasal süresi içinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslahı sureti ile zamanaşımı def’inin ileriye sürülemeyeceğine" oy çokluğu ile karar vermiş ve bu görüşünü oybirliği ile verdiği 06.02.2020 T. 2017/2782/ E. 2020/87 K. sayılı kararında tekrarlamıştır.
HGK kararından sonra çıkan daire kararların da (15.HD.25.09.2018 T. 2018/1612 E.2018/3414 K. 4.HD. 14.02.2018 T. 2016/3070 E.2018/875 K. gibi) aynı doğrultuda olduğu görülmektedir.
Buna karşın 10.HD.si 18.10.2018 T. 2016/1242 E. 2018/8206 K. sayılı kararında, HGK kararından söz etmeyerek hatta “Hiç cevap dilekçesi verilmemiş olması halinde ıslahla zamanaşımı savunması yapılıp yapılamayacağı hususu HGK kararlarında tartışma dışı bırakılmıştır.” diyerek HGK’nun eski kararlarına yollama yapıp “ayırım yapılmaksızın cevap dilekçesi vermemiş olan davalının ıslah sureti ile zamanaşımı def’ini ileri sürebileceği” görüşüne yer vermiştir.
Yerleşmiş içtihatın HGK kararı doğrultusunda oluşacağını tahmin etmekteyim.
|