Mesajı Okuyun
Old 10-12-2020, 17:19   #4
Av. Suat

 
Varsayılan

Yasada kesinleşme tarihinden itibaren denmektedir. ......

T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/21854
K. 2017/27806
T. 7.12.2017

* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili İstemi - 30 Günlük İlan Süresi Geçtikten Sonra Dava Açılmayan Kadastro Tutanaklarına Ait Sınırlandırma ve Tespitlerin Kesinleşeceği/Kadastro Müdürü Tarafından Onaylanarak Kesinleşen Tutanaklar İle Kadastro Mahkemesinin Kesinleşmiş Kararlarının Kesinleşme Tarihleri Tescil Tarihi Olarak Gösterilmek Suretiyle En Geç 3 Ay İçinde Tapu Kütüklerine Kaydedileceği/Bu Tutanaklarda Belirtilen Haklara Sınırlandırma ve Tespitlere Ait Tutanakların Kesinleştiği Tarihten İtibaren On Yıl Geçtikten Sonra Kadastrodan Önceki Hukuki Sebeplere Dayanarak İtiraz Olunamayacağı ve Dava Açılamayacağı )
3402/m.12/3
2942/m.25

ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Tapu malikinin mirasçıları dışındaki davacılar yönünden; kendisine usulüne uygun kamulaştırma tebligatı yapılmamış kişi açısından kamulaştırma işlemi başlamayacağından, tamamlanmış bir kamulaştırma işlemi olmaksızın idarece taşınmaza fiilen el konulduğu, bu sebeple adı geçen davacıların tazminat talebinde bulunma imkanının olduğu,

Tapu malikinin mirasçıları olan davacılar yönünden ise; adı geçen davacıların murisine kamulaştırma işleminin tebliğine dair olarak çıkartılan noter tebligatı usule uygun olarak tebliğ edilmiş ise de; 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesindeki "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmü nazara alındığında, davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 10.12.1993 tarihinde kesinleştiği, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespiti sonucunda taşınmazın davacıların murisinin de aralarında bulunduğu gerçek kişiler adına hisseli olarak tapuya tescil edildiği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi davaya konu taşınmazın tescile tabi yerlerden olduğu, bu nedenle mirasçılarının da tazminat talep etme hakları olduğu anlaşıldığından işin esasına girilip tüm davacılar yönünden talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.