18-11-2020, 12:25
|
#3
|
|
Konu ilgili kanunların etraflıca incelenerek cevaplandırılmasını gerekmekte. Zaten sizde gerekli incelemeleri yaparak sorunuzu sormuşsunuz. Ben bu konuda kişisel görüşümü söyleyebilirim.
1.) Belirttiğiniz gibi Kaymakamlığın tüzel kişiliği olmadığından Kaymakamlık yönünden husumet İçişler Bakanlığı'na yöneltilir. Köy Muhtarlığı yönünden ise, 6360 sayılı K.nun geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü gereği Köy Muhtarlığı yönünden husumetin Bakanlığa değil İlçe Belediyesine yöneltilmesi görüşündeyim. Davacı belediye ile muhtarlığın bağlandığı belediye aynı ise , kamu görelisi muhtarın şahsına dava açılmasının uygun olacağı görüşündeyim.
2.) "Rücu davasında ihbar zorunluluğu bulunmadığı, ancak kendisine ihbar yapılmayan tarafın; ilk davada kurulan hükmün hatalı olduğunu veya dayanılan vakıaların yanlış olduğunu ileri sürebileceği bundan dolayı da ilk davada verilen kararın, dava aşamasına katılmayan müteselsil sorumluyu bağlamayacağı ve rücu davasında hâkim tekrar inceleme yaparak aksi yönde bir karar verilebileceği" hakkındaki görüşünüze katılıyorum.
3.) Konu kamu maliyesini ilgilendirdiğinden TBK.hükümlerinin yanısıra 5018 sayılı kanun hükümleri de uygulanacaktır. 5018 sayılı kanun TBK.na göre özel nitelikli bir kanun olduğundan davanın 5018 s.K.nun 74.m.sindeki 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu söylenebilir.
4.) Belediye ile İçişleri Bakanlığı arasındaki davanın 3533 sayılı Mecburi Tahkim K.göre Hakem Sıfatıyla görevli Hakimlikte, Muhtarın şahsına yönelik davanın ise genel mahkemede açılması gerektiğini düşünüyorum.
|