Mesajı Okuyun
Old 15-06-2020, 22:41   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı,

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/46364
Karar: 2010/764
Karar Tarihi: 21.01.2010

Dava: Davacı, borçlu olmadığının tespitine %40 aşağı olmamak üzere Kötü niyet tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, görevsizlik kararı vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı; dava dışı olan D. Tüketim Ürünleri Paz. Tic. San. Ltd. Şti 'de 09.05.2007 tarihinde iş sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, işverenin işe başlatırken kendisine boş senede imza attırdığını 31.07.2008 tarihinde çok düşük ücret aldığı için istifa ederek işinden ayrıldığını, senet alacaklısı görünen davalının dava dışı işverenin ortağı, yöneticisi ve birinci derece imza yetkilisi olduğunu, aleyhine Kadıköy 3. İcra Müdürlüğünün 2009/3264 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile dava kesinleşinceye kadar icranın durdurulmasına % 40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; taraflar arasında yazılı ya da sözlü bir hizmet akdi bulunmadığını, aralarındaki ilişkinin sadece kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içeren kambiyo senedinden doğan alacak borç ilişkisinden ibaret olduğunu, mahkemenin görevsiz olduğunu savunmuştur.
Mahkemece; davanın iş mahkemelerinde görülebilmesi için senedin iş ilişkisi sebebi ile verilmiş olması yanında davanın tarafları arasında da işçi işveren ilişkisinin bulunması gerektiği, taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.

Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir, işçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşılmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.

Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir.

Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.

Dosya içeriğine göre; davacı, davalının dava dışı işverenin ortağı, yöneticisi ve birinci derece imza yetkilisi olduğunu belirterek buna ilişkin bir kısım deliller sunmuştur. Ekonomik yönden zayıf olan bir işçinin işveren olarak gördüğü şirket ortağı ve yöneticisi ile 18.000.TL bedelli alacak verecek ilişkisine girmesi ve senet vermesi hayatın olağan akışına uygun değildir.

Buna göre dava konusu senette alacaklı gözüken davalı şahıs ile dava dışı şirket arasındaki organik bağ ortaya konmalı, tarafların alacak borç ilişkisi konusunda gösterecekleri tüm deliller ve dosya içeriği birlikte bir değerlendirmeye tabi tutularak yukarıda açıklanan hukuksal gerekçeler ışığında uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılar,