 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Rojhat AKDENİZ |
 |
|
|
|
|
|
|
Merhabalar, biraz karmaşık bir sorum olacak, öncelikle kafanızda bir taslak oluşması amacıyla konuyu şu şekilde özetleyebilirim.
1-Borçlu müvekkilim aleyhine kredi kartı borcu sebebi ile 2016 yılında icra takibi başlatılmıştır.
2-Müvekkilimin 01.14.2015 tarihinde annesine satmış olduğu taşınmaz sebebi ile tasarrufun iptali davası açılmıştır.
3-Annesi 2016 yılında 4. kişiye satmış , 4. kişi 2017 yılında müvekkilimin kuzenine devretmiş ve müvekkilimin kuzeni 1 hafta sonra müvekkilimin kız kardeşine devretmiştir.
Müvekkilim taşınmazı 2015 yılında annesine sattığı dönemde ticari olarak bir takım zorluklar yaşamış, hakkında ceza davası açılmış, bir miktar para ve malını kaybetmiştir. Taşınmaz da annesinin oturduğu evin karşı dairesi olduğundan dolayı yabancı bir kimsenin almaması için annesi satın almış bedelini ödemiştir(bedel dekontları mevcut).
Annesi daha sonra paraya ihtiyacı olduğundan taşınmazı 4.Kişiye sattığında 4. kişi ile kira sözleşmesi yapmış ve evde diğer oğlu oturmuştur.(satış bedeli dekontu,kira sözleşmesi ve kira bedeli dekontu mevcut)
4.kişinin de evi satacağını duyduğundan dolayı evi tekrar satın almak istemiş, ancak evi satmış olduğu kişiden tekrar satın alma durumunda bankadan kredi çıkmayacağının bildirilmesi üzerine önce müvekkilimin kuzenine bedelsiz şekilde devir ettirmiş, krediyi kullandıktan sonra da evi kızının üzerine devir ettirmiştir ve kredi hala anne tarafından ödenmektedir. (4. kişiden kuzene ve oradan borçlunun kız kardeşine devir edilmesi arasında 1 hafta bulunmaktadır)
Alacaklı banka tarafından olaydaki 5 kişi davalı gösterilerek tasarrufun iptali davası açılmıştır.
Bu hususla ilgili;
--müvekkilime karşı icra takibi başlatıldıktan sonra dahi müvekkilim üzerine şirket ve araç olup, bu husus alacaklıya zarar verme kastı ile mal kaçırma amacının olmadığını ispatlar mı? Nitekim dava konusu taşınmaz 2015 yılında devir edilmiş ancak müvekkilim üzerine 2017 yılına kadar değeri borç miktarından fazla olan araç bulunmakta idi
--Taşınmazı annesine devir tarihinde ekonomik sıkıntılar yaşadığını bu hususla ilgili hakkında ceza dosyalarının olduğunu ve başkaca para ve malını kaybetmiş olduğunu belirtmemin müvekkilimin mal kaçırma amacının olmadığını ispatlamama yardımcı olur mu
--Annesinin aylık geliri 30.000 TL üzerindedir, bu durum satışın gerçek bir satış olduğunu ispatlar mı ?
ve son olarak ben anne ve kız kardeşin vekaletlerini almayı düşünüyorum, hangi davalıların vekilliğini yapmak mantıklı olur.
Kafam çok karışık bu hususlarda ve başkaca deneyimlerinizle yol gösterecek/ yardımcı olabilecek olan varsa şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılar
|
|
 |
|
 |
|
Merhaba
Tasarrufun iptali davalarında Hakimin çok takdir yetkisi olmadığını düşünüyorum. Çünkü yasa açıktır. İ.İ.K. 278 Madde;
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
İvazsız tasarrufların butlanı:
Madde 278 – (Değişik: 18/2/1965-538/114 md.)
Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. (Değişik : 9/11/1988-3494/53 md.) Karı ve koca ile usul ve füru, (İp tal ibare :An ay asa Mah ke m e si’n in 1 1 / 7 / 2 0 1 8 tarih li ve E.: 2 0 1 8 / 9 , K.: 2 0 1 8 / 8 4 sayılı Kararı ile .)(1 ) (…) sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasındayapılan ivazlı tasarruflar, |
|
 |
|
 |
|
Olayınızda müvekkiliniz 2015 de evi annesine satmış ve 2016 yılında ise icra takibi yapılmıştır. Yasanın aradığı şartlar oluşmaktadır.
Alacaklı banka muhtemelen hem borçluyu hemde anneyi davalı olarak göstermişlerdir. Annenin gelirini ispatlasanız bile yasa 3.dereceye kadar olan tasarrufları bağışlama olarak sayarım demektedir. Bildiğiniz gibi anne 1.derece yakındır.
Tasarrufun iptali davaları aciz vesikası ile veya geçici aciz vesikası ile açılmaktadır, aciz vesikası alındığında borçlunun üzerinde araç varsa bu aciz vesikasının geçersizliğini ileri sürebilirsiniz. Ancak aracın üzerinde bir sürü haciz varsa ve yakalanamıyorsa bu aracı malvarlığından saymamış da olabilirler. Zaten geçici aciz vesikası; hacize kabil mal yoktur yazan haciz zaptıdır. Bu haciz zaptıyla tasarrufun iptali davası açılabilmektedir.
Alacaklı banka kime karşı dava açmışsa onlardan vekalet almanız gerekmektedir diye düşünüyorum.