|
Y.17.HD., 13.09.20177, E. 2016/14455, K. 2017/7655; “H.M.K’nın 281.madde hükmüne göre, yargılama
sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak
oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece
kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve sonuncu rapor, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine
olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli
kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir.”. Yemin teklifi
sonucu oluşan usulî kazanılmış hak ile ilgili bakınız; Y.14.HD., 05.05.2015, E. 2015/1598, K. 2015/5028;
“Davacının davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu, bu hakkının hatırlatılarak sonucuna göre karar
verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş,
davacı vekili yemin teklifinde bulunmayacaklarını belirtmiştir.Bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usuli
kazanılmış hak oluştuğundan sadece davalıya yemin teklifinde bulunulabileceği halde davalının usuli kazanılmış
hakkı ihlal edilecek şekilde yeniden araştırma yapılarak 14.04.1999 tarihli belge delil başlangıcı kabul edilerek
ve tanık dinlenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”. Kesin süre verilmesi ile oluşan
usulî kazanılmış hak için bakınız; Y.12.HD., 14.01.2013, E. 2012/23566, K. 2013/153; “Şikayetçi, dayanağı
keşif delilinden vazgeçmiş sayılmalıdır. Bu durumda, şikayetçi tarafından kesin süreye uymaması nedeni ile
alacaklı taraf yararına (ve 1086 Sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde) usuli kazanılmış hak
doğmuştur.”
|