Mesajı Okuyun
Old 30-09-2019, 14:04   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
7.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/ 7159
Karar: 2013 / 22721

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.

Davacı, sahibi olduğu taşınmazları satarak gelir elde ettiğini, davalı tarafından açılan hükmen tescil davası sırasında verilen haksız ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davaya konu .... Pafta 2, ada 303 ve parsel 58'de bulunan taşınmazın satışının yapılamamasından dolayı satış bedelinin ihtiyati tedbirin konulduğu 18.8.2006 tarihi ile ihtiyati tedbirin kalktığı 8.1.2009 tarihi arasındaki işleyecek cari faiz gelirinden mahrum kaldığını bildirerek faiz gelir kaybının tazminini istemiştir.

Davalı cevabında, davacının taşınmazı önce kendisine ihale edip bu satışı yönetim kurulunun onaylamaması üzerine açtığı dava devam ederken davacının taşınmazı üçüncü kişiye gizli satış planlarını öğrenmesi üzerine ihtiyati tebdir istemek zorunda kaldığını, gayrimenkul fiatlarındaki artış nedeniyle davacının zararı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davalı tarafından davacı aleyhine açılan hükmen tescil davası sırasında verilen ihtiyati tebdirin anılan davanın redle sonuçlanması üzerine haksızlığın sabit olduğu ancak, söz konusu gayrimenkulun dava devam ederken davacının yoksun kaldığı kardan daha fazla bir bedelle devredilmesi nedeniyle davacının zararının olmadığından davanın reddine, dava açılmasına davalının sebep olmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle de yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir.





Dosya kapsamına göre, uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olup mahkemenin kabulünde de olduğu üzere davacının taşınmazı üzerine davalının talebi ile konulan ihtiyati tedbirin haksızlığı sabittir. Uyuşmazlığın bu niteliği gözetildiğinde davacının zararının haksız eylemin meydana geldiği tarihe göre belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının davaya konu taşınmazının ihtiyati tedbirin konulduğu 18.8.2006 tarihi ile ihtiyati tedbirin kalktığı 8.1.2009 tarihi arasındaki değer artışı ile taşınmaz 18.8.2006'da satılsa idi satış değerinin 18.8.2006 tarihi ile tedbirin kalktığı 8.1.2009 tarihi arasındaki getireceği ticari faiz gelirinin hesaplatılması, faiz gelirinin fazla olması halinde zararın oluştuğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bunun gözetilmemesi ve tedbirin haksızlığı sabit olduğu halde dava açıldıktan sonra dava konusu taşınmazın yüksek bedelle satıldığından bahisle davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle yargılama giderinin davacıya yüklenmesi ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA,19.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.