Mesajı Okuyun
Old 08-09-2019, 10:35   #5
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım AHMET01,

İlginiz için teşekkür ederim...

16.CD.‘nin 2017 yılındaki görevleri
https://www.yargitay.gov.tr/document...ar20012017.pdf

Okumak -Anlamak için okumak - Okuyup anladığımızı yorumlamak

Paylaştığınız Karar'dan alıntılarla...

"...1412 Sayılı CMUK'nun 251. ve 5271 Sayılı CMK'nun 216. maddeleri benzer şekilde düzenlenmiş olmalarına rağmen her iki kanunda da, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının ne şekilde olacağına dair bir açıklık bulunmamaktadır.

Ancak ceza muhakemesi kanunlarının her konuyu ayrıntısıyla düzenlemesi beklenmemelidir.

Bu sebeple usûl kanunlarının düzenlemediği alanlar kişi hak ve özgürlüklerine aykırı olmamak ve kanunun ruhuna uygun olmak şartıyla yorum ve kıyasla doldurulmakta ve bu uygulamalar benimsendikçe teamüle dönüşmektedir.

Uygulamada yargılamaya konu olan her suç için Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkında görüş açıklanması ve bu mütalaanın mahkûmiyet yönünde olması durumunda, uygulanması talep edilen kanun ve maddelerinin açıkça belirtilmesi yerleşik ve benimsenmiş bir yöntemdir."

"...“İddia makamı, muhakeme boyunca, mütalaa mahiyetindeki hükümleri ile hâkime ışık tutacak, muhakemede tez ileri sürüp sentez elde edilmesine çalışacaktır…

Savcılık son kararın nasıl olması gerektiği hakkındaki görüşünü esas hakkındaki mütalaası ile açıklayacak ve artık şüphesi kalmayıp mahkûmiyet kararı verilmesini düşünüyorsa o zaman, sanığın cezalandırılmasını isteyecektir…

Tartışma sadece maddi meseleye taalluk etmez; muhakeme hukuki meseleyi de çözeceğinden, bu mesele hakkındaki görüşler de iddiada yer alacaktır.” (Nurullah Kunter, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınları, 9. bası, İstanbul 1989, s.193, 936-937);

“Ceza muhakemesi hükmünün kollektif olması gerekmesi sebebiyle, savcının son soruşturma safhasının sonuç çıkarma devresinde düşüncelerini bildirmesi yani esas hakkındaki mütalâasının serd etmesi, vazgeçilmez bir zarurettir."

"...Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ozerov/Rusya (18.05.2010-64962/01) kararında; yargılamadan önce hazırlanan iddianamenin önemini vurgulamakla birlikte, ceza yargılamasına savcının katılmamasını AİHS'nin 6. maddesi kapsamında "adil yargılanma hakkının" ihlali olarak kabul etmiştir'' şeklinde düşüncelere yer verilmiştir."

SONUÇ:

Dostumuz sevgili EKİCİ'nin tümceleriyle
...

"...mahkeme, "en fazla bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecek" şeklinde ifade ettiğiniz bir durumla kısıtlanamayacaktır.

Ayrıca "son mütalaa" olarak ifade ettiğiniz hukuki işlem de, somut durumda yargılamadaki tek mütalaadır.

Cumhuriyet savcısı mütalaada, iddianameden ayrılarak üç değil de bir ağırlaştırılmış müebbet talep ederse de bu talep mahkeme için bağlayıcı olmayacaktır."

Saygılar