Günaydın Sevgili Ege,
Çay konusundaki zamanlamamız muhteşem.. Ben de çayımın son yudumunu keyifle yudumlamaktayım...

Bir keyif yazısı da benden sizlere olsun !
Saygılarımla....
YAŞLI KIZILDERİLİ REİSİ kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az
>>ötede
>>birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri
>>beyaz,
>>biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o
>>köpekler
>>dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı.
>>Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri
>>köpekti
>>bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye
>>ötekinin
>>de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu
>>anlamak
>>istiyordu artık. O merakla sordu dedesine.
>>Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
>>"Onlar"
>>dedi, "benim için iki simgedir evlat."
>>"Neyin simgesi" diye sordu çocuk.
>>"İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi,
>>iyilik ve
>>kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe
>>ben hep
>>bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları."
>>Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye
>>düşündü ve
>>her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
>>"Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?"
>>Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa:
>>"Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!"