Mesajı Okuyun
Old 09-07-2019, 08:58   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Semih Sancar
Sayın meslektaşım Av. Engin EKİCİ ilginiz için teşekür ederim.

Koruculuk ve gönüllü koruculuğun yasal dayanağı 442 sayılı Köy kanununa dayanmaktadır. Kanunda ilgili Madde 76 – Korucular kendilerine verilen resmi silah ve cephaneleri ancak kendileri kullanırlar. ifadesi de bulunmakta.
Ancak soru kısmında da ifade ettiğim üzere müvekkilin de korucu olması ve kendisine ait zimmetli aynı nitelikte silahın bulunması nedeniyle suçun tamamlanmış sayılması kafa bulanıklığı oluşturuyor. Ayrıca silah karşı tarafın şikayeti üzerine olaydan 2 hafta sonra sahibi tarafından kolluğa teslim ediliyor. Ancak müvekkil polis ifade tutanaklarında kendi silahı olmadığını silahın operasyona giden arkadaşına ait olduğunu ifade etmesi üzerine kamu davası açılıyor. Mahkeme aşamasındaki sorgusunda silahın kendisine ait olduğu yönünde beyanda bulunmuşsa da mahkemece itibar edilmemiş.
İlk mesajımda alıntıladığım yasal düzenlemeyle 442 sayılı Köy Kanunu'nun alıntıladığınız düzenlemesi örtüşüyor.

Müvekkiliniz soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanlarında çelişkiye düşmemiş olsaydı, vahim nitelikteki silahın yine aynı meslekle iştigal eden bir şahıs tarafından emanet maksatlı, zaruretten kaynaklı olarak verilmiş olduğu hususunun cezasızlık sebebi olarak görülüp görülemeyeceği tartışılabilir.

Ancak şahsın, daha önce ifade ettiğim gibi yasada, "silahın emaneten verilmiş olması durumunda suç oluşmaz" vb. şekilde bir düzenleme mevcut olmadığından -ki kanun koyucu bu konuyu muhakkak tartışmıştır- suçun oluştuğunu söylemek yanlış olmayacaktır.