|
Feragat,Davanın Geri Alınması, Davanın Takipsiz Bırakılması
HMK.m.150 ve dev.düzenlenen “ Dava Dosyasının İşlemden Kaldırılması” işlemi sadece tarafların duruşmaya gelmemesi ya da gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirilmesi halinde uygulanacak bir madde olmayıp örneğin dava açılırken peşin harcın eksik yatırılması ve verilecek süre içinde de tamamlanmaması halinde de uygulama yeri olan bir usul işlemidir.
Somut olayda mahkemenin ara karar ile "harcın ikmal edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına" dair verdiği ara kararı “tarafların davaya gelmemeleri veya takip etmeyeceklerini beyan etmeleri “ ile ilgili olmayıp aşağıdaki (1) nolu Yargıtay Kararında geçtiği gibi eksik harcın tamamlanmasına yönelik Harçlar K.nun 30 ve 33 maddesi yolu ile HMK.nun 150 maddesinin uygulanması ile ilgilidir.
Davacı taraf eksik harcı ikmal etmiş olmakla parsellerden tamamı hakkındaki davasını “takip edilebilir/görülebilir hale getirmiştir. Bu aşamadan sonra davacı feragat, davanın geri alınması (HMK m.123) ve davanın takipsiz bırakılması (m.150) şeklindeki haklarını ayrıca kullanılabileceği kanısındayım. Nitekim davacı “7 taşınmazdan sadece 2 si için davaya devam edeceğini” beyan etmiştir. Bu beyandan davacının 5 adet parsel hakkındaki gayesinin feragat mi , davayı geri almak mı, yoksa davayı takip etmemek mi olduğu açıkça anlaşılmamaktadır. Bu yönden hakimin gerekli açıklamayı yapması için davacı tarafa süre tanıması bence aşağıdaki (2) numaralı Yargıtay kararına uygun düşmektedir.
Yalnız ara kararında “taleplerinizden vazgeçildiği ya da feragat edildiği hususunda açıklayıcı dilekçe verilmesi “ ifadesinin kullanılmasını kişisel olarak hatalı bulmaktayım. Usulde vazgeçme şeklinde bir ifade yer almış değildir. Uygulamada vazgeçme ifadesi haktan vazgeçme (feragat) anlamında kullanıldığı gibi, haktan vazgeçmeyip sadece davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak davasını geri almak anlamında da kullanılmaktadır. Burada davacının 5 adet parsel hakkında kullanabileceği tercih hakkı “ davadan feragat veya davanın geri alınması yahut davanın takipsiz bırakılması “ şeklindedir. Talepten vazgeçme şeklinde bir tercih şekli usul kanununda yer almış değildir.
Feragat tek yanlı bir işlem olup , davalının feragati kabul etmemesi söz konusu olamaz. Davanın geri alınması davalının açık rızasına bağlıdır. Davalı kabul ederse davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Kabul etmezse davaya devam olunur. Davayı takipsiz bırakma (işlemden kaldırma) davalının kabulüne bağlı değil ise de, davalının davacının yokluğunda davaya devam etme sonuçta davayı esastan ret ettirme imkanı bulunmaktadır. Diye düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas No : 2017/ 6528
Karar No : 2017 / 14907
Karar Tarihi: 31.10.2017
“…Harca tabi davalarda, başvurma harcı ile nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır (Harçlar Kanunu 27-28 mad). Dava açılırken harcın eksik alınmış olması halinde, mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanun`unun 30 ve 33. maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK`nun 150. maddesi uyarınca süresinde harç tamamlanarak dava yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir…”
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No :2014/37478
Karar No : 2016/9244
Karar Tarihi : 13.04.2016
“…Dava, 6100 sayılı yeni HMK döneminde açılmıştır.
Somut olaya geçmeden önce, davanın geri alınması, davadan feragat ve davayı takipsiz bırakmak kavramlarının kısaca açıklanmasında fayda vardır.
Davanın geri alınması ve davadan feragat kavramları farklı kavramlar olup, birbiri ile karıştırılmaması gerekmektedir.
1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde, uygulamada davanın geri alınması kavramı yerine, davayı takipten sarfınazar etmek, davayı takipten vazgeçmek, "davanın atiye bırakılması" tabirleri de kullanılmıştır. Davanın geri alınması, ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın geri alınmasıdır. Burada, davacı talep ettiği haktan (talep sonucundan) feragat etmemektedir. Davadan feragat ise talep edilen haktan, talep sonucundan vazgeçmektir. Davanın geri alınması 6100 sayılı HMK'nun 123 üncü maddesinde, davadan feragat ise 307 nci maddesinde düzenlenmiştir. Davadan feragat davalının rızasına (muvafakatına) bağlı olmadığı halde, davacının davasını geri alabilmesi için davalının rızası şarttır. Davanın geri alınması durumunda dava hiç açılmamış sayılır ve mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilir. Davadan feragat halinde ise davanın reddine karar verilir. Davanın geri alınması durumunda, geri alma anına kadar edinilen izlenime göre, haksız olduğuna kanaat getirilen tarafa vekalet ücreti ve yargılama giderleri yüklenir. Davadan feragat halinde, feragat edilen hak ileride tekrar dava konusu yapılamaz, yapılır ise mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilir. Davanın geri alınması durumunda ise, geri alınan dava ileride tekrar açılabilir. Davacının davasını geri almasına davalı rıza göstermemişse, davaya devam edilmeli ve talep hakkında esastan bir karar verilmelidir. Davacının davasını geri alabilmesi için davalının açık rızasına ihtiyaç vardır. Zimnı muvafakat yeterli değildir. Bu nedenle, davacının davasını geri almasına rıza gösterip göstermediği davalıya sorulmalı, davalı açıkça geri almaya rıza gösterir (muvafakat verirse) ise ona göre işlem yapılmalıdır.
Davanın takipsiz bırakılması (davanın müracaata bırakılması), davadan feragat ve davanın geri alınmasından farklı olup, davanın müracaata bırakılması için davalının kabulüne veya rızasına gerek yoktur, müracaata bırakılan dava yenileninceye kadar (üç aylık süre boyunca) dava varlığını korumaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere, uygulamada ve özellikle avukatlar arasında, davanın geri alınması yerine davanın atiye bırakılması tabiri kullanılmakta olup, bu tabirin hukuki açıdan hiçbir hükmü yoktur.
Görüldüğü üzere, davadan feragat ile davanın geri alınmasının hukuki sonuçları birbirinden çok farklıdır. Bu nedenle, yargılama aşamasında davacının hangi tabirleri kullandığına bakılmaksızın, davacının amacının (maksadının) davaya konu haktan (talep sonucundan) vazgeçmek mi olduğu yoksa davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak davasını geri almak mı olduğu mahkemece davacıya açıklattırılmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir…”
|