Mesajı Okuyun
Old 03-05-2019, 04:53   #8
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Karar

Alıntı:
Meslektasim açılmıyor kazanci sitesi.uye olmadigim icin

Alıntı:
Meslektaşım, kararlar açılmıyor.

Kararlara gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Yine de... önce YASA

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/19255
K. 2014/24989
T. 28.11.2014
DAVA : Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : Davacının davalı A.. R.. adına kayıtlı aracı kullanarak davalı S.. R..’un özel şoförlüğünü yapmak suretiyle 16.07.2008-05.03.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin talebinin yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.

İnceleme konusu davada; istem reddedilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli değildir. Bu bakımdan; somut olayda davacı tarafından dosyaya sunulan ve dava konusu dönemi de kapsayan “Teslim Yazısı” başlıklı belgelerde davacı tarafından bu belgede ismi geçen O.. Ö.. belli dönemlerde kira bedeli adı altında para aldığı ve belgeyi de makbuz yerine geçmek üzere düzenlediği, davacı isminin altında da davalı S.. R..’un şoförü olduğu anlaşılacak şekilde “Şoförü” ibaresinin eklendiğine göre, belgede ismi geçen O.. Ö.. tanık sıfatıyla beyanı alınarak davacının davalı S.. yanındaki çalışmasının niteliği, süresi ve gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, davacı vekilinin talebi üzerine davalı S.. ile davacı arasındaki HTS kayıtları getirtilmiş olup bu kayıtların incelenmesinde davacının kullandığı 5344908935 numaralı telefondan diğer numaralara doğru yapılan arama kayıtlarının gönderildiği, oysa ki hayatın olağan akışına göre davacıya ihtiyaç duyan davalıların davacıyı aramasının bekleneceği, bu nedenle davacının gerçekten çalışıp çalışmadığının aydınlatılması

bakımından davalıların davacıyı ne sıklıkla aradığının tespiti gerektiğinden davalıların kullandıkları bütün numaralardan davacıyı aramalarını gösterir kayıtlar da celbedilmeli, ayrıca davalılar ile işçi-işveren ilişkisi bulunmayan tarafsız nitelikteki kamu tanıkları ve davalıların evinin civarında olayı bilebilecek komşu tanıklar Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı vasıtası ile tespit edilerek bilgilerine başvurulmalı ve davacının çalışmasının gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.11.2014 gününde oy birliği ile karar verildi.

**
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/15718
K. 2018/740
T. 19.2.2018
• KREDİ KARTI HARCAMASI NEDENİ İLE BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İSTEMİ ( Sözleşmede Herhangi Bir Limit Bulunmadığı - Davacı Dava Dilekçesinde Kredi Kartının Limitinin 2000 TL Olduğunu ve Bu Tutardan Sorumlu Olduğunu Kabul Ettiğinden 2000 TL ve Kendi Temerrüdünden Sorumlu Olup Kalan Miktar Yönünden Sorumluluğu Olmadığı )
• SÖZLEŞMEDE HERHANGİ BİR LİMİT BULUNMADIĞI ( Kredi Kartı Harcaması Nedeni İle Borçlu Olmadığının Tespiti - Davacı Dava Dilekçesinde Kredi Kartının Limitinin 2000 TL Olduğunu ve Bu Tutardan Sorumlu Olduğunu Kabul Ettiğinden 2000 TL ve Kendi Temerrüdünden Sorumlu Olduğu/Garanti Sözleşmesinde Belirsizliğin Garantisi Olmayacağı )
• GARANTİ SÖZLEŞMESİNDE BELİRSİZLİĞİN GARANTİSİ OLMAYACAĞI ( Kredi Kartı Harcaması Nedeni İle Borçlu Olmadığının Tespiti - Sözleşmede Herhangi Bir Limit Bulunmadığı/Davacı Dava Dilekçesinde Kredi Kartının Limitinin 2000 TL Olduğunu ve Bu Tutardan Sorumlu Olduğunu Kabul Ettiğinden 2000 TL ve Kendi Temerrüdünden Sorumlu Olduğunun Gözetileceği )
• MENFİ TESPİT ( Sözleşmede Herhangi Bir Limit Bulunmadığı - Davacı Dava Dilekçesinde Kredi Kartının Limitinin 2000 Tl Olduğunu ve Bu Tutardan Sorumlu Olduğunu Kabul Ettiğinden 2000 Tl ve Kendi Temerrüdünden Sorumlu Olup Kalan Miktar Yönünden Sorumluluğu Olmadığı/Kredi Kartı Harcaması Nedeni İle )
818/m.110
ÖZET : Dava; kredi kartı harcaması nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı kredi kartı üyelik sözleşmesinin "Garanti Taahhütnamesi" başlıklı kısmını imzalamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu 110. maddesinde düzenlenen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğindeki garanti sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Garanti sözleşmesinde kefalette olduğu gibi limit belirleme koşulu bulunmamakta ise de belirsizliğin garantisi de olmaz. Bir başka deyimle sözleşme kurulduğu anda garanti edenin neyi garanti ettiğini bilmesi ya da bunu belirlemeye elverişli bilgilerin sözleşmede yer alması gerekir. Sözleşmede herhangi bir limit bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde kredi kartının limitinin 2000 TL olduğunu ve bu tutardan sorumlu olduğunu kabul ettiğinden, 2000 TL ve kendi temerrüdünden sorumlu olup kalan miktar yönünden sorumluluğu yoktur.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacılar vekili, davacı ...'in davalı bankaya ait "Play Kart" isimli kredi kartı sahibi olduğunu, söz konusu kartın limitinin 2.000,00 TL olduğunu, bununla birlikte banka tarafından 23/06/2013 tarihli hesap ekstresinde 102.924,53 TL, 22/07/2013 tarihli hesap ekstresinde 109.842,42 TL borç yansıtıldığını, bir önceki hesap ekstresinde faiz ve limit aşım ücreti işletildiğini, harcama limiti 2.000,00 TL ile sınırlı olan kredi kartına tüketicinin onayı alınmadan limit arttırımı yapılmasının yasalara aykırı olduğunu, tüketiciye ait olmayan harcamalar nedeni ile aşırı borç çıkarılması üzerine bankaya itiraz ettiklerini, yapılan itiraz üzerine bir kısım harcama kalemlerinin banka tarafından iptal edildiğini, bankanın ağır kusuru veya ihmalinden kaynaklandığını belirterek, borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, bankanın davacı ... ile kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, diğer davacının sözleşmenin garantörü olduğunu, davaya konu kredi kartına bağlı sanal kartı ile harcama yaptığını, davacının itiraz ettiği harcamaları 3 boyutlu güvenli alışveriş sertifikası alıp internet üzerinden hizmet sağlayan işyerlerinden gerçekleştirdiğini, bu şifrenin bankanın sistemine kayıtlı cep telefonu numarasına SMS olarak gönderildiğini, cep telefonuna gelen SMS şifresinin girilmesiyle işlemin onaylandığını, davaya konu harcamaların bu yöntemle gerçekleştiğini, şifre gizliliğinin kart hamilinin sorumluluğunda olduğunu, internet üzerinden yapılan harcamalarda imzalı belge bulunmadığını, davacıların 2.000,00 TL'nin üzerindeki harcamalardan sorumlu olmadıkları iddiasının ise dürüstlük kuralına aykırı olacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, harcamaların asıl karta bağlı oluşturulan sanal kart ile yapılması, 3D güvenlik sistemi içinde cep telefonuna gelen şifreler kullanılarak yapılması ve dosyaya getirtilen cep telefonu hts kayıtları da dikkate alındığında harcamaların davacı tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, harcamaların kart limitinin aşılarak yapılmış olmasının davacıyı sorumluluktan kurtarmayacağı,davacı ...'ın söz konusu kredi kartı sözleşmesine garantör olarak imza attığı, kredi kartı borcu sebebiyle banka tarafından hakkında herhangi bir icra takibi yapılmadığı, bu sebeple dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ...'nın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2- ) Davacı ... yönünden; davacı ... kartı üyelik sözleşmesinin "Garanti Taahhütnamesi" başlıklı kısmını imzalamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu 110. maddesinde düzenlenen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğindeki garanti sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Garanti sözleşmesinde kefalette olduğu gibi limit belirleme koşulu bulunmamakta ise de belirsizliğin garantisi de olmaz. Bir başka deyimle sözleşme kurulduğu anda garanti edenin neyi garanti ettiğini bilmesi ya da bunu belirlemeye elverişli bilgilerin sözleşmede yer alması gerekir. Sözleşmede herhangi bir limit bulunmamaktadır.

Davacı ..., dava dilekçesinde kredi kartının limitinin 2000 TL olduğunu ve bu tutardan sorumlu olduğunu kabul ettiğinden, 2000 TL ve kendi temerrüdünden sorumlu olup kalan miktar yönünden sorumluluğu yoktur.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.